Yeni Ladin Bulundu

681874_detay.jpgWorld Trade Center faciasından sonra Amerika Cumhurbaşkanı Bush, olayın tüm suçunu eski bir ortağı olan Vahhabî Arap  Usame Bin Ladin’in üzerine yüklemişti. Ladin’in başında bulunduğu “el Kaide” örgütü, Başkanın  başlıca düşmanları arasına girdi. Ancak Amerika Bin Ladin’i yakalamadı. Yakalamayacağı daha ilk günden belliydi.

Amerika, Ladin imajı yıllarca kullandı. O’nun adını ileri sürerek dünyada istediği her yeri bombaladı. Olasılıkla gizli terörist saldırılar düzenleyerek Ladin’in üzerine attı. “Amerika düşmanlarını sindirmek zorundadır” diyerek dünyanın her yerine gece yarıları inen esrarengiz uçaklarla karşıtlarını toplayıp ıssız yerlere götürdü, sorgulayıp öldürdü. Dehşet içinde kalan dünya yöneticileri bütün bunlara karşı çıkamadılar.

Bin Ladin yakalanmadı, yakalanmadığı sürece Amerika dünyanın her köşesini terörle dize getirdi. Çıkarlarına aykırı davranan herkesi “Bin Ladin” korkuluğu ile korkuttu. “Bin Ladin sizin ülkenize kaçmış” dediği anda o ülkenin insanları, çaresiz ve kararsız yöneticileri tir tir titriyorlardı. Bin Ladin ise bir tomahawk’lık canı olan el Cezire TV’de her gün boy gösteriyor, Batı dünyasına tehdidler savuruyordu.

Yaşayıp yaşamadığı dahi belli olmayan bir Arabın ilkel görüntüsü üzerine kurulu “Bin Ladin” korkuluğu zamanla gücünü yitirdi. Bin Ladin hikayesi inandırıcılığını kaybettiğinde Amerika onu gündemden çıkardı.. Görevini geri aldı ve onu içi boşalmış çuval gibi kaldırıp attı. Ölüsünü bile göstermedi..

İmdi Bin Ladin’in “korkuluk görevi”ne aday yeni bir İsim bulundu. Amerika Dış İşleri akanı bayan Clington’un verdiği emirle, Atalarının toprağında bir gurup gözü dönmüş uluslararası paralı kaatilin elinde can veren eski Libya Devlet Başkanı’nın büyük oğlu “Seyf ül İslam Kaddafi..”

Dünya’da kırmızı bültenle aranan bu adam büyük olasılıkla yakalanmayacak ve gittiği her yer şüphe üzerine bombalanacaktır. Yeni Bin Ladin “Seyf ül İslam Kaddafi’dir. Gazetecilik falcılık olmadığına göre bu yürekli adam şu saatlerde de yakalanmış olabilir. O zaman Batı dünyası önemli bir fırsatı kaçırmış olacaktır. Kaddafi tüm ailesi ile öldürülüp ortada sadece bir oğlu bırakıldığına göre bu yolda bir hazırlık var gibi görünüyor. Gün "Seyf ül İslam:İslamın kılıcı" na dönebilir.

Fransız düşünür Jean Paul Sartre bundan 58 yıl önce “Amerika kudurmuştur, dikkat edin sizi de ısıracak” demişti. Adam haklıymış, dikkat edip de ne yapacaktık ki, kendi değil ısırsan..  Pek çok köpeği var .. Rabbim muhafaza buyursun.

Sözün Bittiği yer

147489663.jpg Kaatillerin ortasında bir bakan

Siyasi cinayet kumpanyası

147489561.jpg images1.jpg imagesca3skbp7.jpg

Şarkın en gelişkin isimlerinden İmamı Gazali daha on üçüncü yüzyılda Bağdat’ta “insanlar hukuksuz, adaletsiz ve devletsiz kalırlarsa daimi kavgalarla birbirlerini yok ederler” diyordu.

Osmanlı sultanı  Genç Osman’ı, Sultan III. Selim’i ve Libya devlet Başkanı Muammer Kaddafi’yi işkenceyle öldürenler, hukuksuz ve devletsiz kalmış işte o insanlardır. Bunlar aynı teknenin hamurundan yoğrulmuşlardır. Bu kişiler değişen hukuki şartlar dolayısı ile işledikleri menhus cinayete karşılık ceza görmeyeceklerine inanan vahşi yaratıklardır. Buna tarihte “siyasi cinayet” adı takılmıştır

Bunlar parçaladıkları adamın ölümü hak edip etmediğine bakmazlar, sadece cinayetlerinin cezasız kalacağına inanmışlardır. İmparator Sezar’ı öldüren 14. Roma taburu, Osmanlı sultanı II. Osman’ı Yedikule zindanlarında telef eden 64. yeniçeri Ortası ve Sultan III. Selim’i Sarayında hançerleyen güçler hep aynı kişilerdir.

II. Osman etrafını saran Yeniçerilere “ Bana yaptığınız eziyeti hangi kul efendisine yapmıştır. Yarın sizin de başınıza bu gelebilir” diye haykırıyordu. III. Selim saatlerce süren can çekişmesi sırsında “bir az önce padişahtım, bakın ne hale geldim, Allahtan kormuyormusunuz” diyordu. Kaddafi “bana yaptığınız haramdır” diye bağırıyordu.

Kendisine devlet teslim edilmiş bir insana hatasından dolayı verilecek en büyük ceza onu alaşağı etmektir. Bir Devlet adamı için makamından olmak ölümden beterdir.  Devlet adamının görevine ve yaşamına son verenler vaktiyle onu iktidara getirmiş olan kişiler değil midir ? Hatalıysa suçun yarısı da o kişilere aittir. Kendi suçlarını neden başka bir bir “nevi beşer”in sırtına yüklerler ki ?

Halklara hizmet etmek zordur. Bazen sonu hazin olur Rabbim kimselere vermesin.

Amerika Cinayet işledi

dec5rumsfeldlarryking.jpg147489661.jpg Bakanlar:Rumsfeld ve Clington

Afganistan savaşında 27 Arap gencini “Mezar-ı Şerifte Amerika, ensesinden kurşunlayarak şehit etti. Bu şehitlerin ölüm emrini o zamanın Amerika savunma bakanı Donald Rumsfeld Washington’da bir basın toplantısı sırasında, yüzlerce gazeteci önünde “kill them  “diyerek vermişti.

Denizlerin ötesinden uzanarak ölüm emirleri veren birleşik Amerika, bu defada Kaddafi’nin ölümünü dış işleri bakanı Hillary Clington ağzı ile verdi. Hillary “bu adamı ölü veya diri bulun” dedi. İki gün sonra öldürdüler. Eski Lider, uyduruk dahi olsa Saddam gibi bir mahkemede  yargılanma hakkına dahi sahip olamadan bir Amerikan dış işleri bakanının verdiği hukuksuz ve geleneksiz, vahşi bir emirle gözü dönmüş sokak cânilerinin önüne atıldı. Hayatı söndürüldü.

Amerikan denizcileri marşında “Bingazi kıyılarına kadar gider savaşırız “ diyor. Amerika Bingazi kıyılarına kadar  gitti, son zaferini kendisine yabancı bir ülkede, yabancı bir halkın kendi yaşam kuralları ile çıkardığı bir lidere karşı kazandı. Kaddafi’yi öldürdü. Bir yaramazı ortadan kaldırdı. Şimdi bu ülkeyi kendi çıkarları doğrultusunda yönetecek. Önce petrolünü çalacak, sonra bilinen bilinmeyen yer altı-yer üstü zenginliklerine göz dikecek. Dünyada tüm hızı ile devam eden modern sömürgeciliğin eski yeni bütün metotlarını kullanacak.

Sovyetler Birliğinin çöküşünden sonra dünyada rakipsiz kalan Amerika Birleşik Devletleri şimdi “uluslar arası kamu oyu” teranesi altında cümle Batı ülkelerini vesayeti altına almıştır. İngiltere Amerika’nın emrindedir, Fransa Amerika’nın güdümündedir. İtalya Amerika’ya bağlıdır. İskandinav ülkeleri Amerika’nın gölgesindedir. Almanya ve Japonya savaş sonrasının devam eden esaret  rejimi ile doğruca Washington’a endekslidir. Afrika’nın ve uzak Doğu’nun  hiçbir ülkesi Amerika ile yarışamaz. Kimse O'nunla baş edemez.

Amerika şimdi bu mahallenin bekçisidir. Yaptığı işlerden sorumlu değildir. Kimseye hesap vermez. Her gün cinayet işlese O’na dur diyccek kimse bulunmaz. Şu yaşadığımız günler bu devletin “cicim aylarıdır” Medeniyetinin en yüksek noktası, zirvesidir. Tüm dünya ayakları altındadır. Yeryüzünün bütün insanları Amerika ve Amerikalı’lar için çalışmaktadır. Tüm ülkelerin insanları zengin Amerikalı’ların yaşamları bozulmaması için kendi hayatlarını  feda etmişlerdir. İnsanlar bu uğurda birbirlerini öldürmekte, uluslar parçalara ayrılmakta, son örneklerde görüldüğü gibi zıvanadan çıkan vahşi kalabalıkları zaptetme olanağı gittikçe yok olmaktadır. Amerika cinlerini yeryüzüne salmıştır.

Dünya insanlarının bu kaderi yeni değildir. Vaktiyle birkaç yüzyıl insanlar, Londra ve Paris’i zengin etmeye uğramışlardı. Bu şehirler ve onların çevresinde gelişen mdeniyet halkası teknolojik üstünlükle geriye kalan herkesi esir etmiş ve çalıştırmıştı. Paris Metrosunu bedava kazan Senegallilerin gündüz iş bırakarak güneşi görmeye hakları yoktu. Geceleri gruplar halinde çıkarak Vergalland Bahçesinden ay aydınlığını seyrederlerdi. İngiltere’de madenlerde çalışan Hintli’ler metrelerce ocaklara asansörle değil, ipe bağlanarak indirilirdi.

İnsanlığa en büyük zumlu Roma imparatorluğu yapmıştı. Gökten aldığı mesajla Roma’ya karşı çıkan ilk hırıstiyanları Roma 200 yıl, arenalarda arslanlara parçalattı. Putperest halk bu kanlı vahşeti zevkle seyretti, çılgınca alkışladı. Ancak sonu yaklaşan Roma, Filistin’li İsa Ruhullah Aleyhisselam’ın boynu bükük fakat gönlü dev gibi evlatlarına yenildi. Dünya sahrasından çekildi. Roma’nın kendi çağına göre her çeşit silahı vardı. İnanç sahiplerinin de inançları.. Ve inanç silahı yendi.

Amerika’nın da şimdi silahı var.. Bakalım  nereye kadar işleyecek.

Özbekler Tekkesi'nde Soygun

images.jpg

Üsküdar’da onarılmakta olan Özbekler tekkesi soyuldu. 9 ekim Pazar günü belirsiz bir saatte Tekke’nin mesçidinin demir parmaklıklarını kıran menhus eller, içeriye duhul ederek vakıflar idaresi tarafından bakımı yapılarak korunmaya alınmış olan 300’e yakın paha biçilmez tarihi eser arasında kendilerine yarayan bazı eserleri alıp götürdüler. Kolluk kuvvetleri şu saatlerde Dergahta inceleme yapıyor. Bu haberle ilgili ayrıntılar geldikçe yazacağım. (N.U.Üsküdar-Bağlarbaşı, 9 ekim 2011. Saat: 21.35)

*İlk aldığım bilgilere göre "Sakalı Şerif" Şeyh Ethem Efendi'nin "Pergeli" ve ebruları yerinde duruyor.(saat:11.30)

*Tezhipli berat ve fermanlar ve Kuranı kerim cüzleri kayıp.. Hırsızların sadece tezhipli belge aradıkları anlaşılıyor. . Polis ben dahil Tekkeye gelip giden herkesin nufus kağıdını istedi. (1o ekim 2011, saat:13.00)

*Haber Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine ulaştırıldı. (Saat: 13.30)

*Haber yurt içinde ve yurt dışında legal antika ticareti yapan kuruluşlara ve kolleksiyonerlere ulaştırıldı.(Saat:16.30)

*11 ekim tarihli Haber Türk gazetesinde manşet: "tekkeyi bile soydular" Turhan Arslanoğlu ve Hüseyin Şentürk'ün yazısı. "Hırsızlar Sakalı Şerif'in değerini anlamadılar, iki yazma Kuranı kerim kayıp"

*Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen'le görüşüldü. Cumhurbaşkanı'na konunun iletildiği belirlendi.  Genel Sekreter İstanbul valisine tel. etti. (11 ekim 2011,saat 11.30)

*Paris'te Kutsi Erguner ve Londra'da Robert Brown ve Dick Temple ile görüşüldü. Christie's ve Sotheby's gibi dünyaca ünlü müzayede şirketlerinin dikkatleri çekildi. (12 ek,Saat: 04.20)

*geçen günler içinde çalınan eserlerden geri kalan parçaların tamamı Vakıfların daha güvenli bir müzesine nakledilerek ikinci def korumaya alındı. Müzenin adını gizli tutuyorum. ( 25 ekim 2011, saat:18.25)

Sözün bittiği yer

rayo_072811.jpg Courtoisie:Yahoo/Fidesco Photo:Niklas Montonen Makina:Nikon D200 tarih:14 ağustos 2007,

No comment

gosteri.jpg atlar.jpg mac.jpg Foto:Gökşin Sipahioğlu Courtoisie:Paris MATCH

No comment !

thailande-inondations_.jpg Tayland, ekim 2011 Courtoisie:Paris MATCH

her Zerre Dönüyor

tell4thing1blogspotcom-how-to-meditation.jpg

Yerde ve gökte olan her zerreye İyi bak, onlar da bizim gibi Bir gücün tutkunu ve çılgınıdır. Neş’eli ve neş’esiz, iyi, kötü Her zerre, eşsiz bir güneşe Gönlünü kaptırmış, Dönüp durmaktadır.                               Mevlana

sözün bittiği yer

yilan.jpg  civciv1.jpg Courtesy:Yahoo/National Geographic