Lutf-u Şahı Enbiya

esad.jpg

Ne ab-ı dideden rahat, ne ah-ı sineden imdat Benim bar-i günahım lütf-u şah-ı Enbiya ister.

Erbil'li Esad Efendi

No Comment !

tekke.JPG Nezih Uzel-Galata Mevlevihanesi-Temmuz 2011

ol Hulki hasen

mevlut1.jpg

Ulu devlet buldun ey dildar sen Doğiserdir senden ol Hulki hasen

Vesilet ün necat, Süleyman Çelebi (13.yy.)

Durma Yüzün sür

ahmet.jpg

N’ola tacum gibi başumda götürsem daim Kademi resmini ol hazret-i Şah-ı resulün Gül-i gülzar-ı nübüvvet o kadem sahibidir Ahmeda durma yüzün sür kademine o gülün

Sultan 1.Ahmet (17 yy.)

Nice Rahat oliser

zindan.jpg

Nebi zindan demiştür dünya içün Nice rahat oliser ehl-i dünya

Çarhname-Hoca Ahmet Fakıh (13.yy)

No comment !

polis.jpg Bitlis, 2 ağustos 2011

adın sakınan kişi

yunus.jpg

aşka yakın yürümesin adın sakınan kişi.                                     Yunus Emre

Mümin münafık farkoldu

gece.jpg

Alemler   nura garkoldu  Muhammed  doğduğu  gece Mümin münafık  farkoldu Muhammed doğduğu gece                                                                Yunus Emre

No Comment !

ben.jpg Nezih Uzel Beyoğlu, Eylül 1961

İstanbul,İstanbul,İstanbul

zes12-06-istanbul_2.jpg

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale. İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım... İstanbul, İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; Servi, endamlı servi, ahirete perdelik... Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at; Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat... Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?.. Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet; Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet... O manayı bul da bul! İlle İstanbul`da bul! İstanbul, İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği. Oynak sular yalının alt katına misafir; Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar... Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi? Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i... Kadını keskin bıçak, Taze kan gibi sıcak. İstanbul, İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler... Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından. Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar... Gecesi sünbül kokan Türkçesi bülbül kokan, İstanbul, İstanbul...

Necip Fazıl Kısakürek