Seninle dalga geçiyorlar Jonathan Bilmem farketmedin mi Jonathan ? Seni sürüyorlar Batı’ya doğru

Denize döküleceksin Jonathan Yaradan bilir ya.. İlk paskalya’da denizdesin

Dört asır önce bir suç işledin Cezanı çekeceksin Jonathan Ayvaya kiraz aşıladın Bahçenin düzenini bozdun Cezanı çekeceksin Jonathan

Sen ki kafana güveniyordun, Ama kafan sana güvenmedi, Jonathan Sana neler neler etti de, anlamadın Vermedi sana Tanrı anlamayı..

Doğa sana öyle bir şamar atar ki O şamar yüzünden kalbinde Öyle bir ters Damar atar ki, Yok olmayı istersin Jonathan

Sen en iyisi şimdiden çekil git Kanlar yerde kurumadan Derdime dert katmadan.. Hey !.. duydun mu ? Jonathan

Sümbül Sarmısak

/* Style Definitions */ table.MsoNormalTable {mso-style-name:"Normal Tablo"; mso-tstyle-rowband-size:0; mso-tstyle-colband-size:0; mso-style-noshow:yes; mso-style-parent:""; mso-padding-alt:0in 5.4pt 0in 5.4pt; mso-para-margin:0in; mso-para-margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:10.0pt; font-family:"Times New Roman"; mso-ansi-language:#0400; mso-fareast-language:#0400; mso-bidi-language:#0400;}

Ey dost ! böyle yapma,

Bu günlerin yarını vardır.

İyilik de, kötülük de

Gün gibi görünür.

Aşıklık mezhebinde

Hainlik uygun değildir.

Ben doğruyum,

Sen eğrisin,

Bu doğru değildir.

Mevlana

Müslümanlar bir ay oruç tuttular. Gün boyu yemek yemediler. Su içmediler. İbadete uymayan fiilerden kaçındılar. Gözlerini yere dikerek dünyanın uğursuz işlerini görmemeye gayret ettiler. Kötü bilinen dahil, kimseye kötü bakmamayı bu ayda daha yoğun becermeye çalıştılar.

Bu yüzden belki Affı İlahiye uğradılar Bunun için bayram..

Müslümanlar bir ay boyunca hiçbir canlının yaşam hakkına tecavüz etmediler. Hiçbir mahlukatı yok yere öldürmediler. Kalpleri derin bir yaradılış neş’esi ile doldu. Bu yüzden her canlı onların yanında hayat buldu, işinden gücünden emin oldu. Bu yüzden Müslümanlar..

Belki Affı İlahiye uğradılar. Bunun için bayram

Birbirleri ile iyi geçindiler. “Hak verilmez alınır” kuralını bir tarafa bırakarak “haklının hakkını vermeye” çalıştılar. Kimsenin kuyusunu kazmadılar. Kazanlara sitemler yağdırdılar. Müslüman topluluklarının her zamandan daha emin olarak işlerini güçlerini düzenlemeleri için cenab-ı Rabbül Alemin’e niyazda bulundular. Bu istekleri ile kendi kişisel dertlerinin üzerine çıktılar ve “Affı mağfireti” yeryüzünde yaşayan her insanoğlu için istediler.

Bu yüzden belki, Affı İlahiye uğradılar. Bunun için bayram.. İslam ülkeleri hak etmediği biçimde savaş, açlık ve felaketler zincirinde yaşarken kendi mutluklarını düşünmediler. Onlar "tevhid ve teslimiyet" çarkları içinde yoğrulmuş  Müslümanlardır ki dünyada son aç doymadan, son çıplak giyinmeden, son gözyaşı akıp kurumadan kendilerini rahata ermiş saymazlar. O müslümanlardan olmak için gösterilen gayret dolayısıyle…

Belki Affı İlahiye uğradılar. Bunun için bayram..

Müslümanlar insan topluluklarının başına bela olan bir takım yaradılış özürlü mahlukatın kendi toplumlarının haklarını çiğnemesine, şu güzelim yeryüzünü kan ve ateş deryasına çevirmesine “anlamsız çatışmaların dinmesi” uğruna hiç olmazsa bu ay göz yummaları yüzünden..

Belki Affı İlahiye uğradılar. Bunun için bayram

Müslümanlar arzın diğer yörelerinden kendilerine yöneltilen her haksız ve önyargılı saldırıya karşı aşırı metanet gösterdikleri,  kendilerinin “kanlı terör odakları” ile bir tutulmaları karşısında dahi cesaretlerini kaybetmeyerek dinlerine her zamankinden daha büyük bir gayretle ve ilahi bir neş'e ile sarıldıkları için..

Belki Affı İlahiye uğradılar. Bunun için bayram

Siz müslüman mısınız ? Kitabı bozulmamaş tüm dinlere ve dinsizler dahil, tüm insanlığa saygılı mısınız ?

O halde size de bayram ! “ Kutlu olsun” !

Çoluk çocuğunuz, abla kardeşiniz, hanımnine dedeniz, konu komşunuz, uzak yakın akrabalarınız, asker arkadaşlarınız ve işyeri çalışanlarınızla birlikte Nice nice sağlıklı bayramlara..

Maya tutarsa yaşadık Bir göz, bir göze değerse Herşey başkalaşır

Yaşam düzene girer Haller güç kazanır Yükler azalır Hayat bahara döner Maya tutarsa

Sözler anlaşılır İsimler anlam kazanır Eşya nura döner Maya tutarsa

Maya diyor ki : “Benim gibi olacaksın” Kabul, sen da bana uyarsan Uymazsan, nasıl tutacaksın İkimiz bir olmadan Bir başka varlık doğmaz.

Maya tutarsa hem sen Hem ben ve o, yaşadık O zaman samanlık Seyran olur değil mi ! Maya tutarsa

Ulu Rabbim bizleri  Asi kullardan eyleme Mayalar tutsun Mayalar tutacaktır.

“Reddi hakim” mümkünse de “Reddi Tanrı” nasıl olacak ? O zaman korkma ! Mayalar tutacaktır.

Ey insanoğlu Sen inan ve güven Ona eskiler “Tevhid ve teslimiyet” Demişler bu ne demek ? Mayalar tutacaktır Anlamında.. Hayırlı olsun !

Mutfaktan bakır sesi geliyor Birazdan su sesi gelecek Sonra ateş çıtırtısı En sonunda Mubarek pilav kokusu

Mutfaktan ses geliyor Birazdan ihvan gelecek sıra sıra Hakk  Selamı verip oturacaklar

Meydancılar koşuşacak Tabak, çanak sesleri.. Sofralar yayılacak

Mubarek pilavdan yiyecekler Hamd  ü şükr edecekler Meydana yüz sürecekler

Sofralar toplanacak Çaylar içilecek Ses seda kesilecek Salatü selama durulacak

Dervişler dizilecekler Zikrullah kurulacak Halaka-i zemin coşacak Halaka-semavat titreyecek

Neş’e dağları tutacak Ovalara yayılacak Her eve ulaşacak Karanlıklar nura dönecek Mutfaktan gelen ses Meydana çerağ olacak Yeryüzü rahatlayacak

Hakk niyetleri kabul ettiğinde Kul kulluğuyla sefayab olacak Mutfaktan gelen ses Asırlarca kaybolmayacak

Sarı Şeyh

Galata'da "eski bir ev" diye tanıtılan bir hanın fotoğrafı hakkında sorulan bir soruya cevabımdır:

"Galata kulesinin yakınındaki Serdarı Ekrem sokağında yer alan bu han Osmanlı Devletinin yıkımına yol açanlardan biri olan ünlü Camondo ailesinin mekanıdır. Birkaç yıl önce ortadan kaldırılmasına karar verilmişken yorulmaz, Çiğdem-Selim Tugay çiftinin olağanüstü gayret ve özel çabaları ile kurtulmuştur. Şimdi sanırım iş hanı oldu.

Camondo ailesi Sultanabdülaziz döneminde meşhur olmuş "bir galata bankeri" sülalesidir. Ailenin kurucusu Salamon Camondo başlangıçta sadık bir Osmanlı teb'asıydı. Zaman ilerleyip kapitalist dünya çarklarını işletmeye başlayına Salamon'un iki oğlu ulusrarası finans dünyasında yerlerini aldılar. O sırada Avrupa'da birikmiş büyük sermaye grupları vardı. Camondo'lar oradan ucuzca aldıkları kredileri, Osmanlı Devletine defalarca katlayarak sattılar. Olağanüstü zengin olan aile 4000 sikke altınla Dolmabahçe Sarayının yapılması ve Kırım savaşı için gerekli mali imkanları sağladı.

Camondo'lar savaşlardan sonra ailece Paris'e göç ederek işlerini orada sürdürdüler. Fransada da öyle işler yaptılar ki Fransızlar bir gün Nessim Camondo'ya "yeter artık Versay sarayını da mı satın alacaksın ?" dediler Nessim "çoktan aldım ve Krala sattım" diye cevap verdi. O sırada Avrupa'da silah kaçakçılığı, savaş tellallığı, uyuşturucu ve her türlü kirli-gizli  hikayelerin altından  hep güler yüzleri ile Camondolar çıkıyordu.

Almanlar Paris işgalinde Camondo'ların saltanatına son verdiler Son Camondo 2ı yaşında bir delikanlı, Dasau 'da Alman kurşunları ile hayata veda etti. Camondo ailesinin Paris'teki şatosu bu gün Fransız hükümetine bağlı bir müzediir.

Ünü dünyaya yaygın günümüzün başarılı bankeri George Soros Camondo'ların yanında oda uşağı bile değildir. Neye yarar ki O menhus para dolaplarının kanlı çarkları arasında ne Salamon Camondo, ne oğlu Nessim değil 21 yaşındaki küçük torun, Camondo cezayı yemişti.

Ya Kırım savaşında Sivastopol bataryalarının atış menziline girerek savaşan efsane savaş gemimiz "Mahmudiye"de fedai can eden arslan gibi Osmanlı delikanlıları.. Kapkara bir savaşın nurlu şehitleri.. tarihe eli kanlı olarak geçen bir banker sülalesi ve şehit delikanlılar. Herkes görevini yapıyor. Rabbim iyi görevler nasip etsin. Slm."

Ben dost derdinde Dost post derdinde

Her ikimiz de Bir can derdinde

Cana can verdim Kana kan verdim

Yine döndüm de Sana el verdim

Sel aldı beni Yel vurdu beni

Oldum da deli Rast geldi beli

Şu yeryüzüne Divaneler var

Halkın içinde Neler neler var

Kimi der”hayır” Kimi der “evet”

Her iki yolda Şaşkın kullar var

SARI ŞEYH yeter İş dünden beter

Sarı Şeyh

önemli not: evet ve hayır kelimeleri üzerindeki tırnaklar referandum'dan sonra kaldırılacaktır.

Niyazi Sayın-Nezih Uzel -54. yıl-Üsküdar, Ağustos 2010

Niyazi Sayın-Nezih Uzel, Üsküdar Ağustos 2010

Niyazi Sayın-Nezih Uzel, Üsküdar Ağustos 2010