Bizi rahat bırakın

_**Nezih Uzel’**den not: Facebook’ta yine bir olay çıktı: Bir vatandaşın bir fasıl videosuna yazdığı şu yoruma bakınız neler kondurmuş: “ Herifler kırk senedir aynı şeyleri çala çala hayatlarından bezmişler, hele “utçu”nun tipine bakın…” Bir başka vatandaş da ona katılmış: "Doğru walaaa..."

Benim TRT’de geçen uzun yıllarıma ağır bir katran karası saçan bu sözlere cevabımdır: Sunuyorum._

Muhterem kardeşlerim, bir başka gezegenden gelmiş gibisiniz, şu "video" bir anıttır. Neo klasik Türk musikisinin dillere destan kadrosu nasılsa bu görüntüye sığmıştır. Bunları hangi muhterem güç toplamış, bir araya getirmiş bilmiyorum. Unutulmayacak bir başarıdır
 
Bu insanlar bir ülkenin müzik zevkini üç çeyrek asır ayakta tuttular. Bu bir müzik tarihi olayıdır. Bu bir efsane hey'ettir. Milyonla insanın ruhu, on yıllarca bunların söylediği ve çaldığıyle titredi. neden o insanlara hakaret edersiniz ki ? Bundan size ne ? başka işiniz yok mu sizin ?

Görüntüye dikkat ediyormusunuz ?  Bir kere daha bakın, hiç birinin önünde nota yok. Evet o çalıp söyledikleri  eserleri kırk yıldır çalıyorlar. Kırk yıl daha geçse yine çalacaklar. Bir eseri kırk yıl çalmak yetmez, kırk yılda ancak çalarsınız, bir kırk yıl daha geçse belki sırrına varırsınız. Siz hayatta hiç müzik dinlediniz mi ? kapı gıcırtısı ve motor sesinden başka… Gerçek Müzik sizin tarafa uğradı mı ?

  Sizin "utçu" dediğiniz Selahattin Erköse dünya çapında bir ut sanatçısıdır, öyle taksimleri vardır ki sanki "ut" onun için icat olunmuştur. O video'da sizin "tipini" beğenmediğiniz  **Selahattin Erköse'**nin  icra sırasındaki duruşu, ulaşılmaz san'at duygularıyla dolmuş müstesna bir ömrün, görüntüye yansımış şeklidir. Vücut dilinden işaret alabiliyorsanız farketmeniz geç olmaz.

**Batı'**da doğmuş olsa en az bir Yahudi Menuhin veya Joaquin Rodrigo kadar şöhret kazanacak olan O Selahattin Erköse, yıllarca davet ettiğimiz Avrupa turnelerinde müzik otoritelerini şaşkına çevirmişti.

Darbukada **Hüseyin İleri'**nin duruşuna bakın siz. Keman'da **Cahit Öney'**in hareketlerine, yay tutuşuna baş şekline dikkat edin. En önde oturan rahmetli Kasım İnaltekin ve Nureddin çelik yüzlerce yılda gelişmiş ve bir İstanbul üretimi olan fasıl geleneğinin bir daha yetişmesi mümkün olmayan devleridir. Ya şöhretin zirvesinden geri dönmüş Müzeyyen Senar'a ne demeli ?... Sesi kulağımızda, **neş'**esi ruhumuzda, kendisi toprak altında. Olacak mi ?

En son çaldıkları maalesef yarım kalan Arap saz semaisini siz hiç duydunuz mu ? Strauss'un valsleri ile eş değerdedir. Bırakın kardeşlerim, siz başka bir ülkeye göç edip oralarda kevnü mekan tutun, ruhumuza ve anılarımıza saldırmayın. Bizi rahat bırakın. Bu toprak size göre değil