Değerli dostlardan üç soru daha geldi. arzediyorum:
1-Tarikat silsileleri tarikat kurumu için ne mana ifade eder? Silsileler de neden Hz.Ömer ve Hz.Osman’a yer verilmemiştir?
2- Bugün birisi çıksa bende kendimi "pir" ilan ettim, yeni bir tarikat kurdum dese, tarikat kültürü için bu ne mana ifade eder?
3-Üveysilik mevzuusu tartışılıyor. Bizim Konya‘da Ladikli Hacı Ahmet Ağa vardı. Ümmi olan hazret ilm-i ledün sahibi olduğu söylenirdi ve el öpmüşlüğü yoktu.. Üveysilik nedir?
1-Her tarikat kendi silsilesini kurar ve bununla iftihar eder. Ancak bilimsel kanıt yoktur, aranmaz, ruhen bağlılık yeter. Hz. Ömer ve Hz. Osman‘a silsilelerde yer verilmiyor mu ? verilene rastlamadınız mı ? bütün silsileleri gördünüz mü ? ben bilmiyorum, dikkat etmemişim, eğer öyle ise, bu yer verilmeyişin, devirlerindeki siyasi olaylarla ilgili olduğunu düşünüyorum. Gerçek tarikat "bir dünya işi olan" siyasetten hoşlanmıyor.
2-Hiç bir şey ifade etmez. Geçmişte büyük tarikat kurucularının hiç biri "ben pir’im, tarikat kuruyorum" diyerek ortaya çıkmamıştır. Tarikat, o değerli kişilerin yolundan gidenlerce daha sonra kurulup geliştirilir. Pir’ler "Biz tarikat-ı Muhammed"e bağlıyızdan öteye bir şey söylemezler,ancak onların kendi zevkleri doğrultusunda özel salavat ve duaları vardır. Bunlara "vird" deniyor. (Vird-i Bahaiyye, Vird-i Settar) gibi) Bu "vird"lere bir de "eğitim metodu" ve münasip "merasimler" eklenince (usül ve fûruğ) tarikat zaman içinde kendiliğinden doğuyor. Ben buna "din sosyometrisi" diyorum. Belki ilerde bu değim tutulur.
3-Üveysi’lik bir şeyhe bağlı olmadan kendi kendini irşad edene derler. Mümkündür. Halk sonuca bakar. Tevfik Fikret’in "bir karınca bile beni Yaradana götürebilir" dediği gibi. Ladikli Hacı Hoca Ahmet Ağa’yı çok duydum. Rahmetullahıaleyh. Hal ehli nurlu bir zat imiş.
Ladikli Hoca (1888-1969)