Savaşla Doğan Devlet

ikizkule.jpg

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush Dünyayı iki cepheye ayırdı: Demokrasi cephesi, Terör cephesi...

Başkan böylece siperleri kazarak belki de dünyanın sonu olacak bir savaşı başlattı. Hayırlı olsun ! İki kulesi yıkıldı diye dünyayı ateş çemberine sardı. Hem kendisini, hem halkını, hem de Dünya halklarını sonu  belirsiz bir maceraya sürükledi.

Beş yıl önce "Onbir eylül" olayı çıktığı saatlarde Arap teröristlerin adı geçti. Ben böylesine devâsâ bir işi, bir Arabın düşünüp becereceğine hiç inanmamıştım. Hâlâ da inanmıyorum. Arabın ne kafası, ne inancı, ne modern askerî dehâsı ve ne de çağdaş siyasî azmi bu kadarına uzanamazdı. ABD Devlet sisteminin amansız düşmanları olan, ne Stalin, ne de Hitler böyle bir şey düşünmemişlerdi. Bu olayı sonradan inceleyenler, bunun ancak çok büyük ihanet projelerine imzasını atan, Amerikan sisteminin yüz karası, eski generallerden 1988'de ölen General Lyman Lemnitzer'den geriye kalan **hainler şebekesi'**ne yakıştığını söylediler...

Ben işte buna inandım. Gerçekten yakışıyor. Zira o şebeke yaşadığı yıllarda başında, general Lyman Lemnitzer olmak üzere, muhtemelen başarısız Küba Domuzlar körfezi saldırısını ve Başkan Kennedy süikastını düzenlemişti. " Dünya Ticaret Merkezi"nin iki gökdelenini, intihar uçaklarıyla 450 bin tonluk bir enkaza dönüştürmek ancak bu çapta bir çetenin işi olabilirdi. Devlet başkanını öldüren ve böylece ar damarı patlayan şebeke, elbette ona yakışan projelerle yoluna devam etmeliydi.

Bu teoriye inanan sadece ben değilim. Beş yıl önce 11 eylül sabahı o meş'um olayı yaşamaya başlayan Amerika'nın zirve kadrosu da o korkunç varsayıma inanmıştı. Olayın başlamasından yarım saat sonra {ığınaklara giren Beyaz Saray ve Pentagon'lular "işte o hain generalin adamları yine geldi..." dediler. Akşam sekiz buçuğa kadar sığınaklardan çıkmadılar. O saatlerde herkes "Amerika iç savaşı"nin başladığına inanıyordu. Ama bunu ilan etselerdi "iç savaş" gerçekten başlamış olacaktı... İki yüz yıl sonra bir kere daha "Amerikan barışı: pakta Amerikana" yeni bir iç savaşın sonunu beklemek zorunda kalacaktı... İşi Arabın üzerine yıkmaya karar verdiler.

Gerçekten kuleleri patlatanlar, bu iş için en uygun kişiler olarak Amerikan üniversitelerinde okuyan fanatik fedai Arap öğrencilerini seçmişlerdi. Akıllı Bush yönetimi, 11 eylül günü, akşamüstü "World Trade Center" in, henüz dumanı tüten enkazı üzerine, güneş son ışıklarını yayarken, bu olayın asıl faili olabilecek Lemnitzer grubunu sollayarak, Arabı öne sürdüler.

Böylece Amerika Birleşik Devletleri yönetimi dünyaya bir Usame bin Ladin ve terörist " el-Kaide" örgütü hediye etti . Bu iki isim, Birleşik Amerika'nın Naziler ve Komünistlerden sonra seçtiği son hedef oldu. Amerika yeni düşmanını buldu. Savaşla doğan devlet savaşla yaşamak zorundaydı. Dünyayı da yanına çekerek... Şimdi bu sürecin içindeyiz.

Bush her gün "el-Kade"nin reklamını yapıyor. Tüm yandaşları da yarış halinde ona uyuyorlar. Dünyada öylesine inanılmaz bir kriz yaşanmaya başlandı ki, yakında Alabama'lı bir köylüden Şangay'lı bir iş adamına kadar herkes başına gelenleri "el-Kaide"den bilecek. Bush'un yarattığı ejderha belki de giderek dünyayı yutacak.

Ancak İslam tarihi ve kültürü konusunda hiçbir bilgisi ve gayreti bulunmayan Bush "el-Kaide"nin ismini devamlı anmakla **"reklamın kötüsü olmaz"**diyen TV çağının kurallarına göre hareketi yasallaştırmakta, farkında olmadan Araba mukemmel bir hizmet sunmaktadır.

Bush'un kulelerini yıkanlar Araplar ise, bu Araplar 260 yıl önce "Allah yolunda aşırılıklara ve din perdesi altında toplanan haksız servetlere" düşman olarak doğan Vahhabîlerdir... Bir zamanlar Osmanlı toprağı olan Arabistan'ın Necid bölgesinde yaşayan bu cahil çöl Arapları, 1745'ten beri şekil değiştirerek bu günlere geldiler. Çelişkili siyasal süreçleri, farklı ekonomik-politik ve askerî çekim alanlarını aşarak bu çağa ulaştılar. Ama sanırım ruhen "ilk hareket noktalarının" pek de uzağına düşmediler. Böylece İslâmda "Hanbelî ekolünde" var olan "silahlı savunma hareketi" doğrultusunda, İbni Teymiyye uzantısını temel alan mücahit Abdülvehhab'ın, 1745'te Necit'te "Deyriyye" kasabasında **Emir Suud'**la birleşmesinden doğan Vahhabî-Suudî" hareketi, el-Kaide ve Bin Ladin'le devam etmektedir.

Böylece 11 Eylül hareketi bir "Vahhabî" hareketidir. Genç Vahhabîler İsa Peygamber Ruhullah Aleyhisselam'in doğuşundan 2000'yıl sonra dünyayı saran şeytanın kalbini bir kurşunla yere serdiler. İyi oldu. Şimdi melek-şeytan kavgasında son raundu göreceğiz. Bush bunun yeni adını "Demokrasi" ve "Terör" olarak koydu. "Demokrasi" adı altında "Geri Kalmışlara Saldırı" ve "Terör" adı altında "Yasal Savunma" da diyebilirsiniz. İsteyen istediği tarafı seçsin. Ben Haçlıların son kumandanı şarib ü leyl ü nehar Bush'tan yana değilim. Bush "Amerika silahını düşmandan önce çekmeli" diyor...Pekiyi... ya düşman silahını çekmeyecekse o zaman kaatil oldun efendi kaatil. Kötülüyü önleyeceğim derken kötülüğü sen çıkarmış olmuyor musun ? değerli Kovboy...