Trenin Freni Patladı

Usta dün istanbul'a gitti. Fazilet'le beraber biz de trenin yanında uçtuk. Gak...guk. Sapanca'dan ayrılan tren Büyük Derbent istasyonunu geçtikten sonra yol ortasında durdu... Gak.Gak. Usta: –Acaba arıza mı var ? dedi. Trenin ön tarafına doğru uçarak bir dala konduk...Gak.Gurk. Makinist veya teknisyen birkaç adam trenin altına bakıyorlar, Gark. Guuurk. Biri elinde bir çakıyla, yolun kenarındaki ağaçlardan kesilmiş bir kazığı yontuyor... Sonra getirdi, trenin altında sarkan bir borunun ucuna tıktı...Gark Guuk. Tren hareket etti... Biz yeniden Usta'nın bulunduğu pencere önüne geldik. Fazilet dedi ki: –Usta boş durmaz, ne olduğunu soracak birilerini arıyor, gözünü ayırma Az sonra biletçi geldi. Usta sordu: –Biraz önce ne oldu, arıza mı ? Trenci hafifçe güldü: –Rayların arasından bir taş fırlayıp fren borusunu patlatmış, ağaç dalından tıkaç yapıp yola devam ettik... Gaaark. Guurk tıkır tısss (Gülme sesi) Usta'nın gözleri fal taşı gibi açıldı: –Yani biz şimdi patlayan hortumuna ağaç kazık tıkanmış fren balatası ile mi yola devam ediyoruz...? –Evet Evet...ne yapalım dedi adam. Usta ses çıkarmadı, pencereden dışarı baktı... Yan gözle Fazileti dikizledim gülmekten gözünden yaşlar akmış, gagası ıslanmıştı. Bana: –Önüne bak dedi, sen bir garip kargasın, böyle şeylere karışma... Gak. Guk. Takır.Tısss.