İbrahim'in Suratı Çekilmiyor

Akşamüstü İstiklal caddesinde uçarken Simurg'a uğradım. İbrahim bir surat bir surat... ne olduğunu anlamadım. Birilerine kızmış olmalı, öfkesinden yanına varılmıyor...geldi iskemleleri kaldırdı, oturmasınlar için...oradaki yazarlar bana dediler ki – İbrahim bizi istemiyor... halbuki yazar çizer takımının tek mutlu olduğu yer kitapçı dükkanı...neden Simurg'un sahibi şirin İbrahim yazarlara kızmış ki... ? Dükkan kedi dolu, kedilere kızmıyor yazarları dışarı atıyor... Anlayamadım... Sonra bazıları sessizce dükkandan ayrılıp Fransız Konsolosluğuna gittiler...ben de oraya uçtum... sergi varmış... Ne sergisi olduğunu anlayamadım... Konuştular...konuştular. Sonra kokteyl... Ben içki içmiyorum... bana portakal suyu verdiler... içki içersem kanatlarım birbirine karışıyor... uçamıyorum... Sergiden sonra dostlarım “Kaktüs Kafe”ye gittiler. Ben de kapı aralığından içeri...Sigara dumanından göz gözü görmüyor... Gözlerim karardı, boğazım yandı, sesim kısılacak diye korktum. Bizimkiler geç saatlara kadar sohbet ettiler. Boş boş laflar... müzikten söz açtılar... sıkıldım... Bülbül olsam dinlerdim...Ben Karga'yım müzikten ne anlarım... ama şimdi pek çok karga şarkı söylüyor... Onları herkes dinliyor... ya ... gak... gak... gak.