/* Style Definitions */ table.MsoNormalTable {mso-style-name:"Normal Tablo"; mso-tstyle-rowband-size:0; mso-tstyle-colband-size:0; mso-style-noshow:yes; mso-style-parent:""; mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt; mso-para-margin:0cm; mso-para-margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:10.0pt; font-family:"Times New Roman"; mso-ansi-language:#0400; mso-fareast-language:#0400; mso-bidi-language:#0400;}
İstanbul’da, Harbiyede dünya harp tarihinin en ileri müzelerinden biri vardır. Fazla tanınmayan bu müze, üç kıt’a, üç iç deniz ve üç okyanus kıyısında Miladî 14 ile 20. yüzyıllar arasında altı yüz yıl sürmüş Osmanoğulları Devleti ile bu devletle harp etmiş ulusların savaş araç ve anılarının en değerli eserlerini saklar.
Hatta daha önceki devirlere kadar uzanır...Bu Devletin Hükümdarı “Yavuz” lakabı ile tanınan Sultan I. Selim 1557’de Kahire’yi aldığında burada saklanmakta olan Haçlı seferlerine ait kılıç, kalkan, zırh, savaş aracı, askeri malzeme gibi şeyleri ordusu ile dönüşünde İstanbul’a getirmiştir...
Dünya müzelerinde eşi enderi bulunmayan bu antika parçalar şimdi bu müzenin vitrinlerinde görücü bekliyor...Fazla bilinmez...Üzerinde ciddi bir yayın da yapılmamış ama bu olağanüstü eserler ve inanılmaz parçalar görülmeye değer...Teşhirdeki kılıçların arasında bir insanın kaldıramayacağı kadar büyük olanlar var...Bunlar gerçekten taşınmış mıdır ? Yoksa uzaktan bakan düşmanı korkutmak için midir ? anlaşılmıyor. Kudüs’u “kâfirlerden” kurtarmak için yollara düşen şövalyelerin işleri...
Geçtiğimiz Hafta Amerika Cumhurbaşkanı George W.Bush, İsrail’in Tel-Aviv yerine Kudüs’ü başkent yapma kararını birkaç yıldır tanımayan Batı ülkelerinin aksine kutsal şehrin İsrail’in merkezi olarak tanınmasını kendi bürokrasisine emretti. Bundan sonra Amerikan dış işleri bakanlığı dairelerinde ve diğer ilgili devlet birimleri arasında dolaşan resmi kağıtlarda Kudüs, İsrail’in başşehri olarak görünecek.
Böylece teröre karşı “prevantif savaş” ilkesi çerçevesinde bir ilke daha imza atarak,bu yolda her türlü ülkeler arası kararı kimseye danışmadan alacağını belirten Bush’un bu hareketine karşılık Yaser Arafat, derhal Kudüs’ü “Gelecekteki hür ve bağımsız Filistin devletinin başşehri “olarak ilan ediverdi... Aslında Filistin Parlemento’sundan gelen bu bu teklif, Arafat’ın sümen altında iki yıldır bekliyordu “Ebu Ammar” böyle bir reforma henüz hazır olmadıkların düşünerek teklife sıcak bakmamıştı... Şimdi son kararını verdi “Kudüs gelecekteki hür Filistin devletinin başşehridir” Bush’un verdiği emir ise bir “skandal”dır...Geçersizdir...Kudüs er veya geç Filistin’in merkezi olacaktır.
Afganistanı kana boğan terör savaşı bu gün yönünü Ortadoğu ’ ya çevirmiş bulunuyor. Bu savaşta kumandayı kendince üstlenen Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, altı ülkeyi “Kötülük ekseni” olarak tanımladı. Bunlara karşı, Senato’sundan gece yarısı aldığı bir kararla nukleer bomba kullanacağını açıkladı. adı geçen altı ülkenin dördü Müslüman ikisi değil... Bush “hep Müslümanlara mı düşmansın ?...”demesinler diye o iki devleti de o ekseninin içine soktu...
Ancak görüntü cam gibi parlıyor...Mızrak çuvala girmiyor...İşin başında ağzından kaçırdığı, İtalyanın da onayladığı “Haçlı Seferi” bu savaşın tek ve en canlı tablosudur. Şimdi birkaç güne kadar yeni bir “Haçlı Seferi başlayacak...Bu sefer yüzyıllar öncesinin yedi seferinin ardına eklenen 1991 Körfez ve 2001 Afganistan savaşından sonra 10.’uncu “Haçlı Seferi” olacak...
Çıngar başladığında bizim Ankara ûleması dahil pek çok akıllı adamımız “aman bunu Doğu-Batı, İslam-Hırıstiyan meselesi yapmayın” diye kanadı çalıya takılmış hindi gibi çırpınıp bağıracak...Ama işte gelin görün, Arslan Yürekli Richard’ın elinde şimdi insan boyunu aşan kılıç değil, kainatın bile boyunu aşan 200 megatonluk nukleere bomba var... Bunları inşallah patlatır da önce kendi yok olur...Bu “sefer” işi de böylece sonsuza kadar biter. (Arşiv'den)