(Arşiv’den) Necmeddin Erbakan Hoca, Türkiye Cumhuriyetinin klasik rejim karşıtı İslamcı tabakalarını, bir siyasî tavır adına, yıllardır yerinden oynatmaya çalışırken, Globalizasyonun eski isimleri: Batılılaşma ve Modernizasyona karşı Osmanlı’dan miras kalan yaşlı İslam direnişini temsil ediyordu.
Aslında bu akım önceki yüzyılda, İslam Dünyasında Faruk Sirhindî ile Hint’ten yola çıkmış, Orta Doğu’da 1800’lerden sonra Vahhabî’likle “kanka” olmuş, Abdüh’le Mısır’a ulaşmış, Cemaledddin Efganî ile Osmanlı ülkesine uğramıştı... İlk Türkiye Büyük Millet Meclisinde Anadolu kökenli bazı hocalarla temsil ediliyordu...
Sihrindi akımı Orta Doğu’da en büyük savaşı TC ile verdi... Şu sıralarda Fas’tan, uzak Doğu’ya pek çok İslam ülkesinde gölgesi dolaşıyor... el-Kaide bu gölgenin altındadır. Orta Asya’lı Türk boylarının temel toplum yapısını oluşturduğu Türkiye, bir İslam ülkesi olarak bu akımlara yabancı kalamıyor... Ancak Türkler, genellikle Müslüman Arab’ların peşinde koştuğu bu çeşit radikal hareketlere karşı temkinlidir. Açıkçası Türkler Müslüman olmakla birlikte Arab değildir...
İslam dinine karışmış, çöl Arab’ının gelenekleri bu halkı ilgilendirmez. Osmanlılar, 1745’te Abdülvehhab’ın Deyre emiri Muhammed ibni Suud’la birleşmesinden doğan, İslamın en kanlı kökten dinci devlet hareketine “yeni haricîler” adını vermişti. O’nu iki defa yenerek ortadan kaldırdılar...Suudî’lerin son Devleti ise 1936’da, Amerikan Aramco Petrol şirketi desteği ile gerçekleşti. Günümüzde Kutsal toprakların üzerinde bir İslam Devleti gibi görünmekle birlikte “Amerikanın Petrol Kuyusu” niteliğini korumaktadır. Şimdi bu devlet, radikal Vahhabî duyguları taşımaya devam eden aydınları ile Batı kulübünden icazetli, tek bir aileden gelen aşırı modern yöneticilerinin arasını bulmaya çalışıyor...
“Türkler Arab değildir” Bu cümle geçen hafta gazetenin görüşü olarak “Los Angeles Times” in sütünlarında yer aldı. Soli Özel isimli bir Türk araştırmacısı, gazetede yayınlanan makalesinde şu görüşlere yer verdi : “ AKP dinsel mirasını terketmiştir. Türkiye’nin Avrupa’ya uyum sağlaması için çalışıyor... Bu çaba O’nu Batı’ya taşıyacaktır...” Türkiyede dini temelli bir siyasi partinin birdenbire ortaya çıkmasından tedirgin olan Amerikan basınına, bilgi veren Soner Çağatay isimli diğer bir araştırmacı da, aynı gazetede, Türkler hakkında şu görüşleri ileri sürdü: “ Türkiyede islamcılığı durdurmak için Ordunun müdahalesine gerek yoktur. Zira AKP daha önce Amerikan-Türk beraberliğini ve Irak savaşını destekleyeceğini belirtmişti ”
Los Angeles Times gazetesine göre bu görüşler, Batı’da İslam tehlikesine karşı gelişmiş genel direniş yönünden çarpıcıdır.“Uygarlıklar arası savaş”stratejisi açısından ele alınmalıdır. Bu doktrine göre Türkler Arab değildir. Terörizme eğilim taşıdıkları söylenemez. Tam tersine, bir islamî hükümetle donatılmış olsalar da O’nlar, Amerika Birleşik Devletlerinin ve Avrupa’nın yakın dostlarıdır. Los Angeles gazetesine göre Türkiye-İsrail ve savaş sonrası Irak- Suriye ve İran gibi totaliter İslam rejimlerine karşı Batı’ya yönelik bir “demokrasi kalkanı” teşkil edebilirler Türklerin Arab olmadığını hem Batı’ya hem de Türkiye’de “irticaci” olarak bilinen çevrelere anlatmak için bu günlere gelmemiz gerekiyormuş... Bir siyasi, kültürel ve coğrafi gerçeği açığa çıkarabilmek için insanlardan kanlı olaylara tanık olmaları bekleniyormuş...
Keşke bu unutulmuş olgu, daha önce dillenebilseydi... Biz uzun zaman yazdık... Osmanlı İmparatorluğuna altı yüz yıl ilham veren İslam dini Arabistanda çıkmış fakat pek çok ülkede olduğu gibi bu topraklarda da ayrı bir renk kazanmıştır... Türk islam akımı “tolerans, derin fikrî, aklî, bölgesel ve tradisyonel” öğeler açısından Arab İslam yorumundan farklıdır. Buna biz “Horasan Tasavvufu” diyoruz... Bu akımın içinde “cıhad” kavramıyla kemalini bulan “silahlı islama” yer yoktur.
Siz Yunus Emre veya Hz.Mevlânâ’nın eline kaleşnikof alıp bir Pazar yerinde insanları kıyasıya kurşunlayacağına inanabilir misiniz ? Terör ve anarşi burada hiç yer tutmaz... Bunlar vaktiyle buralarda denendi. Sonu geldi. Şimdi “cıhat” kalplerde ve insanlığın geleceği için bilgi savaşında... “Türk İslam akımı” bir yaşam biçimidir. Bu yaşam tarzının tüm özellikleri, Orta Asya geleneklerine kadar uzanır. Bin yıl önce Ahilik ve Lonca teşkilatı ile hayata geçirilmiş, son üç yüz yıl içinde tarikatlar ve tekkelerle yüceltilmişti...
Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan yeni yaşam biçimine direnen “Türk İslamı” değildir...Belki “Vahhabî’liğe uzanan Arab islamıdır. Ancak Kemalist devrim o kızgın günlerine ikisini birbirinden ayıramazdı... Mehmet Akif’in İstiklal Marşı şiirinı yazdığı Ankara’da Tacettin Dergahı ve İşgalde Türk Milliyetçilerini geceleri Ankara’ya kaçıran Üsküdardaki “Özbekler Dergahı” diğer dergahlarla aynı yıl birlikte kapatıldı...Amerikalı “ılımlı İslam” arıyor, Amerikalıya göre değil, İnsanlığa göre bir İslam içindeyiz. Hamdolsun. (Arşiv’den)