Mevlevîlikle ilgili bir soru ve cevap. Arzediyorum:
_Şimdi konuya dergahlardan başlayalım Sayın Uzel kesinikle size katılıyorum dergahlar ilim irfan yuvalarıydı insanı kamil yetiştirirlerdi ülkenin en önemli insanları dergahlardan yetişmedir neden böyle bir karar alındı ? tabii zamanın şartlarını bilmiyoruz şöyle bir rivayette var o zamanlar gerçek post sahibleri azalmış taklitçiler posta oturunca Atatürk’te dergahları sırlamış ama ben ihtimal vermiyorum.
__Gelelim Mevleviliğe zaman içinde her tarikat gibi kendi içinde erezyona uğradı kadın semazenler, Hz Pir görüşlerini kendine göre yorumlama, şeriatı önemsememe “gel ne olursan gel” kelamını sakız gibi söylenmesi gibi. Altaylıya demiştiniz, Mevlana bir neşedir, ben inanıyorum, ağaç ne kadar budanırsa o kadar fazla verir .
_
O zamanın şartlarını biliyoruz: Karar “Takrir-i sükûn devri” denen fevkalade nazik bir siyasi dönemin eseriydi. Adeta bir hükümet darbesiydi. Kürt isyanı olayları ile bağlantılıydı. Postnişinlerin sahtesi elbette vardı, allaüalem ama postnişin sahte diye postu yakmak gerekmezdi. Tekkeleri kapamak da öyle… Cami hocalarının kötüsü yok muydu ? neden camileri kapamadılar ?
Mevlevilik erozyona uğramadı, belki “Mevleviyiz” diyenlerin bir kısmı erozyona uğradı. Şeriati önemsemeyeni Mevlevî saymayınız. Mevlevîlik şeriat tamamlandıktan sonra gelir. Mevlevîlik ince Müslümanlıktır. Önce dinin hükümlerine uyacaksınız, sonra aşkınız galip gelirse, Mevlevi olursunuz. Şart değildir, tercihe bağlı, bir ruh neş’esidir. Bir rehberiniz yani şeyhiniz olacak. Ahmet Yesevî “Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır” dedi. Bu işin şakası yoktur.
Şeriatte yasak olan tarikatte küfürdür, şeriatte küfür olan tarikatte cinayettir. Namaz kılmayana tarikat yok… İbadette herkesin kusuru olabilir. Allahüalem, ama dini ve ibadeti küçümseyen dinden çıkar. Dini sollayıp tarikate sarkan ruhen satanist olur. Kendi keyfine uygun tarikat uydurur. Böyleleriyle kesinlikle Mevlevilik v.s. konuşmayınız. Onları kendi kişisel hallerine bırakınız. Onlar başka bir dalga boyunda kendilerince yaşıyorlar.
Kadın semâzenler sorusu “kadın Mevlevî olur mu ?” sorusu ile karışıyor, bu mesele çok yenidir, henüz tartışılmadı. Kadın Mevlevî olur, şeyh bile olur. Olmuştur. Afyon’da Sultan Divanî’ nin kızı Güneş Hatun postnişindi. Kadın eskiden tekkelerde kafes arkasındaydı, şimdi kafesler kalktı, kadın semâhâneye indi. Mutrıba çıkabilir ama erkeklerle birlikte semâ edemez. Semâhânede olmaz.