Dermân arardım derdime derdim bana derman imiş
Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş
Sağı solu gözler idim Dost yüzünü görsem deyû
Ben taşrada arar idim ol cân içinde cân imiş
Savm u salât u hacc ile sanma zâhid biter işin
İnsân-ı kâmil olmağa lâzım olan irfan imiş
Mürşid gerekdir bildire Hakk'ı sana hakk'al yakîn
Mürşidi olmayanların bildikleri gümân imiş
İşit Nîyâzi'nin sözün bir lahza örtmez Hak yüzün
Hak'dan ayan bir nesne yok gözsüzlere pünhân imiş
Niyazi Mısrî
1618-1693
Malatya'nın Soğanlı köyünde 8 Şubat 1618'de dünyaya gelen Niyazi Mısri, Nakşibendiyye tarikatı mensubu Soğancızâde Ali Çelebi'nin oğludur. Mısrî mahlası, tahsilini Mısır'da yaptığından dolayıdır. Çeşitli medreselerde eğitim görmüş, farklı yerlerde tasavvuf bilgisini geliştirmiş ve memleketin pek çok yerinde vaazlar vererek halkı irşad etmeye çalışmıştır. Şöhreti her yana yayılan Niyazî Mısrî, Sultan IV. Mehmet tarafından Lehistan seferine davet olunmuştur. Osmanlı sultanı tarafından sürgüne gönderildiği Limni adasında 1693 (H.1105) senesinde bir Çarşamba günü, kuşluk vakti vefat etmiştir. Türbesi aynı adada ziyaretgahtır. (Vikipedi)