Â
-Hoca sabah Büyük Reis’le telefonda konuştu. Gaaak guuk.
-Ne Reisi ?
-Belediye reisi…
-Ne konuştular ?
-Hiç… her zamanki gibi, gaaak guuk .
-Yine kültür evi projesi mi ? -Bildin, Hoca Büyük Reis’le ne konuşur kı ? gaak guuk
-Bu sefer söz alsaydı bari,
-Tabii ki aldı. Büyük Reis söz verdi.
-Ne dedi…?
-“Tabii canım” dedi.
-O ne demek ? -Bu “tabii canım” sözcüğü telefonlarda son zamanda çok yayıldı “yeter artık, uzatma, işim var kapa telefonu…” anlamına geliyor, gaaaak. Eski "siz bilirsiniz..."in yerine. -Yaaa,
-Tabi ki yaaa… Gakk. Guruk Tıkırrrr adam telefonu kapamazsa “tabii canım”lar arka arkaya devam ediyor… taaa ki telefon kapanıncaya kadar… “tabii canım”lar başladıktan sonra artık hiçbir şey konuşulmuyor, Reis de öyle yaptı, bir ara “sizden başka kime ev vereceğiz” dedi sonra yine “tabii canım”la işi bitirdi.
-Hoca tepki göstermedi mi ?
-Ben mezara gidince kurarsınız adıma bir kültür evi, asarsınız resmimi duvara, bir de mevlut okutursunuz, pilavlı olsun, sonra ne var ne yok yağma… dedi.
-Rezalet uyduruyorsun Hoca öyle şeyler demez…
-Vallahi dedi... sana karga yemini gaaak, guuuk, tak, tukur.
-Demez,
-Tabii canım…dedi, demese sana söyler miyim ?
**Fazilet’**le Rezalet ağlamaklı oldular, Fazilet dedi ki: -Rezalet hadi aç kanatları gidelim Ãsküdar’a soralım Reis’e acaba saat kaç ?
Fazilet’le Rezalet uzun ve mutlu bir uçuştan sonar Ãsküdar’a vardılar… Tepeden bakınca büyük Belediye Sarayı’nı hemen fark ettiler. Birlikte dalışa geçerek Reis’in bulunduğu odanın camına kondular. Ãnce Fazilet konuştu:
-Sayın Reisim saat kaç ?
Reis başını kaldırmadan cevap verdi:
-Ãç… halbuki saat dördü on geçiyordu. Rezalet atıldı:
-Sayın Başkanım sizin saatiniz geri kalmış, saat dördü on geçiyor. Reis gürlerdi:
-Sen benim saatimle nasıl alay edersin ? Fazilet lafa karıştıÂ :
-Sayın Başkanım Rezalet haklı, saat dördü onbir geçiyor… Reis küplere bindi, telefonu açtı yardımcılarına sordu: âSaat ikiye beş var dediler, sonra başka birine sordu o da iki buçuk dedi. Reis şaşırdı, kızdı, bağırdı çağırdı, saçlarını yoldu, önündeki masaya yumruk attı. Sekreterlerini odaya topladı, kime sorduysa sonuç alamadı. Ãsküdar Belediyesi’nde saatin kaç olduğunu bilen yoktu. Fazilet Rezalet’in kulağına eğildi :
âRezalet, işte şimdi rezaletin büyüğü çıkacak, devrim olacak kan gövdeyi götürecek, hadi buradan gidelim, Hoca bizi paralar dedi… Gaaak, guuuk. **Rezalet Fazilet’**e bakmadan cevap verdi :
 âTabii canım...
Uçarak ufuklara karıştılar. İki meraklı karga Belediye’nin saatini öğrenemediler. Kültür evi projesi ise kimbilir hangi gelecek bahara kaldı ? Büyük Reis söz verdi, gelecek büyük reislerden biri inşallah sözü yerine getirecektir. O zaman bir Hoca daha aranacak, gidenin hatırına gelene eyvallah denecektir. Gidene mum yakılacak gelene kına… Hayırlısı Allahtan, haberin devamı kargalardan…