Â
AKP iktidarını değil ama AKP hareketini güçlendirecek bundan iyi bir şey olamazdı. Åimdi Parti kapanacak, bir İktidar yeryüzünde görülmedik biçimde sarsılacak, yüze yakın kişiye siyasi yasaklama gelecek. Anlamıyorum bu nasıl olacak ?
Milletvekillerine verilecek siyasi yasaklama cezasını uygulamak için bağımsızlıklarının  kaldırılması ve dolayısıyla seçim beklenecek. AKP Meclis çoğunluğu kendisini siyasi haritandan silecek bir seçim kararını nasıl verecek ? İnanılması güç ama seksen şu kadar yıllık Cumhuriyet, bir yasama arızası ve düzensiz bir siyasal iktidar yüzünden öylesine anlamsız bir çıkmaza girdi ki, sormayın… İki ucu güllü değnek. Åimdi ne olacak ?
Yasama hata ettiyse yargı ne yapsın ?… Elbette eline verilen kanunları uygulayacak. Uygulama denemiyor ki, velev ki bu kanunlar eski ve kadük olsun yine de kanun kanundur, mahkeme karar verirse uygulanır. Bunlar siyasi kanunlar olduğuna göre biz “son karar hükümetindir” diyoruz ama, işte aması var.
Darbe kanunlarının hâlâ geçerli olduğu böylece ortaya çıkıyor, bunları belki de unuttular. İki askerî darbeden sonra alelacele kurulan Yasama organı, ne olduğu anlaşılmadan halk oyuna sunulan bir Anayasa çerçevesinde kendini helâk edecek bir kanun çıkarmış haberi yok, kırk yıl sonra savcı dâvâ açtı şimdi öğrenecekler. İbret almalı…Â
Türkiye’de olayların aldığı baş döndürücü hız içinde bence bu dâvâ konusu artık gerilerde kaldı. Åimdi AKP ile taşınan yeni sınıfsal hareketin gelecekteki temsilcisi kim olacak ? Geleceğin önderleri kim? Eski hareket hangi yeni kadroları kuracak ?
Ne tuhaf bir metamorfoz içindeyiz ? **Milli görüş’**ten çıkıp nerelere geldik… Erbakan, Tayyip ve şimdi acaba kim ve nasıl ? herkes bu akışa gözünü dikip bir şeyler öğrenmeye bakmalı…
Tayyib’in dönemini takip edecek çağın henüz rüşeym:ambrion halinde olduğu gözlerden kaçmıyor. Eski Milli görüş Tayyip’le siyasetin dışına çıkarak yeni bir yaşam biçimine dönüşme eğilimi taşımaya başlamıştı. Bunun devam edeceği anlaşılıyor**.** Gelecek bir zamanda başörtüsü gündemden çıkacaktır. Hırçın ve çağdışı Cumhuriyet Halk Partisi ve onun uslanmaz lideri çaptan düşecektir, bu Partiye oy veren büyük değerli kitle yeni doğan İslam bazlı sınıfın korkunç olmadığını ve Devleti yıkmaya çalışmadığını anlayacaktır.
Herkes, Devleti kim ? neden ? nasıl ? yıksın ? demeye başlayacaktır. O zaman CHP’ye lüzüm kalmayacaktır. Müslümanlar daha liberal, laikler daha Müslüman olunca bu renksiz ve gereksiz kavga sona erecek, daha akıllı başka kavgalara sıra gelecektir.
Geçen yaz Sapanca kırlarında pikniğe gitmiştik, gittiğimiz yerde bir grup daha gördük. bizim grupta Adapazarlı örtülü hanımlar, karşı grupta ise başları tamamiyle açık hanımlar vardı. Dikkat ettim bizim grupta birkaç başı açık hanım olmasına karşın, karşı grupta hiç başörtülü hanım yoktu. Demek bizim grup daha toleranslı, karşi grup dayatmacıydı. Geleceğin bir işaretiydi bu...
Gecek dönem mutlaka tolerans ve hoşgörü dönemi olacaktır. Bundan önce tüccarlar faydalanacaktır. Yeni doğan sınıflara mallarını satacaklar, bu sınıfların yeni ihtiyaçlarını yakından izleyeceklerdir. Sağlam dengeler oluşturacak, rekabet piyasasının katı kurallarına gönül bağlayacaklardır. Bundan sonra da artık kimse başörtüsü sorununu hatırlamayacak, “Laiklik” ise sözlüklerde ebedi uykusuna yatacaktır… “Komünistlik” gibi.
Dostlar ! korkmayınız. Her devir bir önceki devrin tersidir, aşağı inen dibe vurunca yukarı çıkar sonra bu sürer gider, siz bir çağın yıkılırken yeni bir çağın başladığını görmediniz mi ?
Mevlânâ görmüş : “Bak nasıl yıkılır bir dünya, nasıl atar bir başka dünyanın temelini” diyor. Yüce Pirim. Sultanım efendim, Hakk’tan gelen herşeyi bilen, gören**, kalbi** güneş gibi şahım. Nasıl da tanır ademoğlu’nun gizli sırlarını: “İnsanın boyu bir hamur teknesi kadardır ama ruhu evren’e sığmaz” diyor.