Kalender Çekirge’nin Kankası

cekirge_0005.jpg                                              Â

Kalender Çekirge sabahtan istiklal caddesine çıktı**. Taksim’e gidecekti –Yasak**… dediler. Kalender Çekirge bir zıpladı **Dolmabahçe Sarayı’**na kondu. Pencereden baktı, içerde II. Abdülhamid’i gördü. **Büyük Salon’**a girmek istedi – Yasak dediler… Kalender Çekirge bir sıçradı, Ankara’ya Büyük Millet Meclisi’ne kondu… Kapıdan geçmek istedi –Yasak dediler.Â

Kalender Çekirge son günlerde pek mutluydu. Onu bu halde görenler şaşırıyorlardı. Ne oldu ? neden bu kadar şen ve mutlusun ? diyorlardı. Kalender Çekirge başını çevirmeden onlara – Mutsuz olmak yasak…diyordu. Bir an geldi herkes **Kalender Çekirge’**ye acımaya başladı. Etrafta bu derecede kara bulutlar dolaşırken acaba bu çekirge neden bu kadar mutluydu ?

Vaktiyle Çin’de bir hükümdar varmış. Pek zâlim, pek gaddar, pek şedit, pek hunharmış, o adeta bir terörist’miş. Onun bir de veziri varmış. O vezir de pek zâlim, pek şedid, pek hunharmışHükümdar tüm zulme yarar işlerini ona gördürür, onu, zulmün vazgeçilmez maşası olarak kullanırmış… Ara sıra Vezir’e sorarmış :

-Halkım ne yapıyor…?

-Kara kara düşünüyor

-Devam et Vezirim…Zulme ara verme. Kimse baş kaldırmasın, mülkümde fitne çıkmasın.  Vezir, zulme devam edermiş… Sonra Hükümdar yine sorarmış :

-Şimdi ne yapıyorlar…? Hükümdar her soru sorduğunda Vezir, aynı cevabı verirmiş: Düşünüyorlar… Düşünüyorlar… Bir gün Hükümdar yine aynı soruyu sorunca Vezir:

-Şimdi artık düşünmüyorlar… sokaklarda kol kola tutuşup dans ediyorlar… demiş. O zaman Hükümdar oturduğu tahttan doğrularak haykırmış…

-Tamam Vezirim kes… Zulmün sonu geldi. Â

                       Hükümdarla Vezir zulme bayrak açtılar,                        İnsanlar o ülkeden, korkarak kaçtılar.

**Kalender Çekirge’**nin mutluluğunu sakın ola ki vurdum duymazlıkla karıştırmayın. Kalender Çekirge gerçekten mutludur. Herhangi bir reaksiyon veya programa bağlı olmadan mutludur O doğuştan mutlu bir **Çekirge’**dir. Bu yüzden ona “Kalender” dediler. O bu isme uygun olduğunu daha doğduğu gün gösterdi. Çamurların içinden gülerek çıktı. Dünyaya gözlerini açtığında bir bataklığın içindeydi. Buna hiç aldırmadı. Onun Programında gam yoktu. Kalbine hüzün yazılmamıştı. Genetik yapısı sıkıntıya  uygun değildi. Dedim ya, O başka bir **Çekirge’**ydi.

img_yusufcuk21051.jpg

Kalender Çekirge’nin bir kankası vardı. Adı Yusufçuk. Kalender O’nu çok severdi. **Yusufçuk’**la Kalender aynı cinsten değildi. Aralarındaki tek ortak nokta, her ikisini, de yeşil oluşuydu. Boyları da aynıydı, ama biri sıçrıyor diğeri uçuyordu. Yusufçuk helikopter gibi çift kanatlıydı. Pırpır edip uçarken kanatları birbirine değmezdi. Bazıları, ilim adamlarının helikopteri icat ederken Yusufçuk’tan ilham aldıklarını söylerlerdi.

                      Kalender Çekirge’nin Yusufçuk oldu kankası                       Yoktur O’nun ne kredi kartı, ne de bankasıÂ

Yusufçuğun bir adı da “peygamber devesiydi” zira Yusufçuk ön ayaklarını bazen dua eder gibi birbirine yaklaştırır öylece dururdu. Doğrusu bu ya Yusufçuk sanki o anda, Yaradanına yalvarır gibi olurdu. Kalender Çekirge ise bu maneviyatlı işlerden hiç anlamazdı. Yusufçuğun  bu hareketine bakar kalır, anlam veremez, bir işaret alamazdı. Yusufçuk’la **Çekirge’**nin çok önemli bir yapısal farkı daha  vardı: Yusufçuk başını sağa sola çevirir, Çekirge ise bunu yapamazdı. O hep tek yöne bakardı.

                     Kalenderle Yusufçuğu bir kafese koydular                      Kalenderle Yusufçuk bu karara uydular

Kalender Çekirge ile Yusufçuk geçen Perşembe Şişli’den giderken yolda, işçileri yere yatırıp sürükleyen polisleri gördüler. Yusufçuk başını çevirip baktı. Kalender Çekirge bakmadı. Ortamı beğenmemişti. Bir sıçradı gitti, İstanbul Valisi’nin masasına kondu. Vali kızdı. Çekirge’ye –Sen provokatör’sün, bu masaya konmak isteyecek başka çekirgelerin hakkını yiyorsun. Türkiye demokratik ve hür bir ülkedir. Sen ne kadar demokratsın ?  Başkasının hürriyetini engellemeye utanmıyor musun…? dedi. Sonra Vali maaşlı ve taşralı polislerine döndü ve – Bu Çekirgeyi coplayın… dedi. Ancak “orantılı güç kullanın, Çekirge size zarar vermesin…” dedi. Kalender Çekirge öyle kolay kolay coplanacak cinsten bir çekirge olmadığına bir uçtu, bir daha görünmedi.

                      Polisler koşuştular Çekirgeyi coplamaya                       Çekirge durur mu, o da başladı hoplamayaÂ

Kalender Çekirge uçtu gitti ya, ya kankası Yusufçuk ne oldu ?  O da satışa geldiğine ağladı durdu. Ellerini açıp polislere dua etti. Rabbim kabul buyura.       Â