Bach dinliyormuş, opera aryası dinliyormuş, boş kalınca kendini çalgıya veriyormuş, rahatlayıp işe gidiyormuş. Oturup yazı yazıyormuş. Gece eve gidiyormuş,. -Kim ? ,-Hürriyet gazetesi yazı işleri müdürü Ertuğrul Özkök… -Başka ne dinliyormuş ? -Kapının zilini, komşunun dilini… ne bilirim ben dinliyormuş işte ?
-Dede efendiyi de dinliyor muymuş ?
-Olmaz…
-Ne olmaz…?
-Ben olmaz dersem, olmaz…
-Ben de olur derim…
-Sen olur de, ben olmaz…
-Neden olmaz…?
ÇAYKOVSKİ'NİN ÇAYHANESİ
-Adam gençliğinde Paris’te “kafe şantan��?larda gezmiş, opera perdelerine takılmış, aryalarla büyümüş, Toscanini’ye toslamış, Bach’ın ahını almış, Mozart’ın zartını dinlemiş, List’in listesine girmiş, Haydın’ın arabasını haydamış, Beethowen’in saçlarını yolmuş, Wagner’in adını ezberlemiş, Albinoni’nin belini çiğnemiş, Guatelli’nin türküsünü bellemiş, Mahler’in mahallebici dükkanında sütlaç yemiş… Çaykovski’nin çayhanesinde sabahlamış, Şimdi gelip senin Dedeni dinler mi ?
-Itrî’yi dinlesin…
-Ondan hiç haz etmez… Dedesi eskiden Itri dinlerdi, o tırnaklarını yerdi… Hiç olur mu ?
-Olur.
-Neden olur ?
-Bal gibi olur…
-Nasıl olur ?
-Ertuğrul bir gün arya dinlemek için **Paris Operası’**na gider, bir de bakar ki “Mozart’ın sihirli flüt��? operasında neyzen Kutsi Erguner flüt partisyonlarında “ney��? üflüyor, o zaman ney’e aşık olur… Gider gelir “ney dinleyeceğim��? diye tutturur…
GENLERİNDE SES YOK...
-Sonra dinler mi ?
-Bilmem olabilir. **Türkiye’**de Türk kültürünün değeri en zor **Türk’**lere anlatılır. Herkes anlar, Türkler anlamaz. **Türkiye’**nin en büyük gazetesinin patronuna da **Türk kültürü’**nün muhteşem bir göstergesi olan “ney��? sesini duyurabilmek için Mozart’tan yararlanmak iyi bir fikirdir. O zaman olur…. Ertuğrul bey Paris’te “Champs Elysée��? tiyatrosunda veya Théatre de la ville��? de veya “Paris Opera��?sında “ney “ duyduktan sonra ney’e aşık olur gelir, gazetesinde ney yazıları yazar…
-Olmaz
-Neden olmaz…?
-Onun “genlerinden��? ney sesi gelmiyor, dışardan koymakla olmaz…
-Olmaz, sen de her şeye olmaz deme, bir gün olsun olur de… -Benim adım olmaz,
-Olsun, bir dur, olur de…
İNSAN HAMURU'NUN MAYASI
-Konuları saptırma ben insan hamurunun nereden mayalandığını bilirim. Senin gibi bulutların üzerinde gezmiyorum, ayaklarım yere basıyor… Ertuğrıul bey’in mayasında ney sesi olsaydı oralara gelemezdi. O gazetede mayasında ney sesi olan bir Doğan Hızlan vardı, o da sonradan ney sesini unuttu, Onu da Bach’în ahı tuttu…
-Sen biraz sussana, bak herkes bizi dinliyor…
-Dinliyor da ne oluyor…?
-Hiç…
-Bana da hiç…