Bu iktidarın yeryüzünde bir eşi daha yok. Bu “eşsiz” bir iktidar. Yüzyıllardır varlığını sürdüren Türk siyasi hayatında bir eşi daha görülmemiş olan bu iktidar, gerçekten “eşsiz” bir iktidar. Yeryüzüne helâl olsun !…
Ãlkenin uzun zamandan beri süregelen “Kamu yönetimi” geleneği, bu gün öylesine bir noktaya gelmiştir ki “eşsiz bir tablo” ortaya çıkmıştır.  Sanki önceki asırlar hiç yaşanmadı, sanki daha önceleri denenmiş siyasi hareketler hiç çizgi bırakmadı… Son yüzyılda bu yörede  Laik-Müslüman çatışması kamusal yaşamımızı işte şimdi bu noktaya getirdi.
Bir erkekler devleti kurduk. Yeniden başa döndük, asırlar öncesinin Osmanlı protokolu yeniden devlet hayatımıza girdi. “Lacivert takım elbiseli erkekler devleti…” Böyle bir manzaranın da dünyada eşi yok… Eşsiz bir görüntü kapladı hayatımızı… Yakında Ãankaya köşkünün pencerlerine kafes takılacak… Devletin kalbi eski zamanların ünlü yazarı Ahmet Rasim’in İstanbul'da Aksaray’daki cumbalı evine dönecek
Cumhuriyet bayramı için köşkte düzenlenen “eşsiz” törene Amerikalı aktör **Kevin Costner'**de “eşsiz” gelmiş. Demek o da **“eşsiz”** bir insan. Böylece yetkililer “protokol” krizini önlediklerini söylüyorlar. Protokol krizi asıl şimdi çıktı. Bunun nesi önlenmiş ki… Ciddi bir devletin görüntüsü demek olan protokolde bir kötü başka bir kötüyü örtüyor mu ?
Biz Türkler ilginç insanlarız, yaşadığımız zaman biriminde ve feminizmin dünyada zaferler kazandığı bir dönemde ortaya çıkardığımız “ eşsiz” iktidar, dünyaya örnek olabilir mi acaba ? Acaba dünya liderleri de bundan sonra hanımlarını eve kaparlar mı ? Kapıları, pencereleri örterler mi ?
Arjantin’de Devlet başkanlığı için bir aile karı-koca seçime girdi. Seçimi kazanan hanım şu sırada başkanlık koltuğunda oturan eşini sokağa atarak yerine oturacak. Yeni Başkan’ın **Arjantin’**de devlet başkanı olarak o ülkenin tarihinde unutulmaz bir isim bırakan Bayan Peron’un ekolünde olduğu söyleniyor. Â
Pakistan’da bayan Bhutto da başı örtülü bir müslüman. Eşarpı ara sıra kayıyor, düzeltiyor. O da bir İslam devletinin iktidar koltuğuına aday… Yerine geçince "protokol” krizi olmasın diye ortaya çıkmayacak mı ?
Efendi biraderler !... bu işi iyice sulandırdınız… Ne "devlet" ten vaz geçiyorlar ne başörtüsünden. Başörtüsü ile devlet protokolü yapılamayacaksa o devletin başına oturmaya neden heveslendiniz ki ? Madem oturdunuz, hayırlı olsun. Bırakın şu “başörtüsü  konusunun” yakasını… Bunu kim icat ediyorsa ve bu netâmeli konuyu kim “siyasi takanak”  yapıyorsa artık vaz geçsin… Kim ne isterse söylesin, ne isterse yapsın…nasıl isterse yapsın, Alın başörtülü hanımlarınızı yanınıza, oturun gül gibi kırmızı kadifeli koltuklara, Dünyaya şan olsun… Karanlık görünümlü erkekler iktidarına renk ve neş’e gelsin.
Bu gül'ün dikenleri fazla can yaktı. Destur... Bu konu kabak tadı verdi… Baygınlıklara neden oluyor. Nefes darlığı yapıyor. Â