Tencere dibin kara

220px-henry_morgenthau_crop.jpg

ABD'nin 27 Kasım 1913- Şubat 1916 tarihleri arasındaki Osmanlı büyükelçisi, işadamı, Amerikalı siyasetçi Jr. Henry Morganthau’ya  devrin Osmanlı Sadrazamı Talat paşa şunları söyledi “The İnsurance Compagny" ve “t****he Life Compagny” isimli iki Amerikan sigorta şirketi Osmanlı vatandaşı olan Ermenilere yaygın biçimde  hayat sigortası yaptı, şimdi bu Ermeniler savaşta öldüler, varisleri bulunmayanların sigorta paralarını Osmanlı devletine ödemeniz gerekir..”

Büyükelçinin bu teklife verdiği cevap bilinmiyor. Fakat bence Ermeni meselesinin özü budur. Tarafların müteselsilen suçlu oldukları bir iç savaşın yegane günahını, durmaksızın Türk tarafına yüklemedeki siyasi davranış biçimi ve propaganda gayreti 100 yıldır devam ediyor.

Bunuın sebebi nedir ? Bunun sebebi ekonomiktir. Ola ki, adı geçen iki Amerikan sigorta şirketinin hükmü kişilikleri bu günlere kadar varmış olsun. O zaman soy kırım iddialarını kabul etmesi durumunda herhangi bir Türk hükümetinin bu paraları ödemesi gerekir. Açılacak bir davada avukatlar TC’nin varlığı ile mülga Osmanlı idaresini bir araya getirmek için türlü hukuki cambazlıklar yapar ve Osmanlı’nın suçunu Türkiye Cumhuriyetine yıkıverirler.

Bunun örnekler var: İkinci Dünya savaşı sırasında Alman Wolkwagen otomobil firması genel toplamadan önce Yahudileri bedava çalıştırmış.  Yahudiler şimdilerde dava açıp kazandılar ve tazminat aldılar. Alman hükümeti “Nazilerin suçunu yüklenemem” diyemedi. Bu gün eski Sovyet rejiminde zarar görmüş kimseler de açacakları bir dava ile Rusya’dan tazminat isteyebilirler. Rusya ben  “komünistlerin” “suçlarını üstlenemem diyemeyecektir. Uluslar arası kişi hakları konusunda son zamanda elde edilen gelişmeler buna olanak tanımıyor.

talat-pasa-3-copy.gifErmenilerin belirli aralıklarla 1915 olaylarını gündeme getirmelerindeki  sır  Sır Morganthau’ nun hatırlarında gizlidir Talat Paşa’nın sözünü ettiği iki Amerikan Sigorta şirketinin isimleri  Büyükelçinin kitabında var… Elçi’nin anlattıklarına göre Talat paşa bu görüşmede ayrıca elçiye şunları söylemişti “Ermeni vatandaşlarımıza yardım olsun diye Amerika’da paralar toplayıp getirdiğinizi de biliyoruz, Şimdi bu paraları dağıtacaksınız. Ermeniler para sahibi olunca Kürtler onları bir kere daha öldürecektir. O paraları da bize verin.. “ Teklifin karşısında Morghantau şaşkına dönerek içinden “adamları hem boğazladılar, hem de sigorta paralarını  istiyorlar..” dediğini yazıyor.

Ermeni meselesinin bir başka yönü de Morganthau’nun karısının Ermeni olmasıdır. Morghantau’lar Türkiyeden sonra Bulgaristan’da görev yapmışlardı. Bu srada bayan Morghantau, bütün Batı basınını bu konuda harekete geçirmeyi başardı. Batı gazeteleri bir iç savaşın tüm gerçeklerini göz ardı ederek sadece Türklerin zulmünü yazmaya başladılar.. Ve bu günlere geldik. Hala da yazıyorlar. Kafkas ve Tuna’da iki cepheden Rusya ile savaşıp bu savaşlarda Ermeni ve Bulgar zulümleri dahil yaklaşık bir  asırda 60 milyon insan kaybeden Türkiye’ye karşı en küçük bir vicdan sıkıntısı yaşamadan.

Ermeni meselesi Türk halkı, Türk hükümeti ve Türk devletinin uluslar arası arenadaki itibarı meselesidir. Bu itibarı çekemeyenler konuyu aralıksız biçimde gündemde tutuyorlar. Biz de kalkıp “o bir savaştı, savaşta insani değerlerle, yasal değerler yanlışlıkla birbirine karışabilir. Eşkiyalıkla dürüst savaşın kırılgan noktası gözlerden kaçabilir…” diyemiyoruz. Biz 1915’te suçlu idiysek Kızılderilileri hâlâ rezervasyonda tutan ve Afgan savaşında çocuklar aldansın da ölsün diye gökyüzünden "coca cola" kutusu şeklinde bomba atan Amerika'lı  2009’da daha mı az suçludur ? Tencere dibin kara seninki benden kara

coca-cola-182×300.jpg