Eski Zaman Kırıntıları

iskender.jpg, BURSA 20'li yıllar. Kebapçı İskender'in Kayahan mahallesindeki dükkanı. Ben bu dükkana gittim. Bizi babam götürdü. On yaşlarında olmalıydım. Küçük bir dükkandı, altı yedi  tabak alan uzun masaları vardı. Tavana yakın raflara dizilmiş sıra sıra şişeler gözüme çarptı. Babama sordum, şıra şişesiymiş. Kebap yiyen mutlaka şıra da içermiş. Kebaplar ısmarlandı, ama bir türlü gelmek bilmiyordu. Babam dedi ki "iştahımız açılsın diye kasden geciktiriyorlar". Sonraki yıllarda "İskender'i İskender yapan"  ve Türkiye'de  kebabın adını "İskender" koyan Dede ölünce iki oğlu ve torunları ayrı ayrı dükkanlar açtılar. Şimdi Ulu Cami'nin yanındaki Cevad'ın dükkanına gidiyoruz. Onun bir oğlu var adı İskender.. Dede İskender torun İskender ve işte üç nesil İskender kebabı, afiyet olsun. Bir sanatı yerine oturtmak için en az üç nesil gerekiyor.