Tebliğ baskıya sığmaz

Vahhabî eğilimli baskıcı bir yoruma cevabımdır:

"Namaz Allah'a (c.c.) ibadet için kılınır, kimsenin kimseye neden namaz kılmıyorsun ? demeye hakkı yoktur. Namaz kılıp kılmadığına dikkat etmeye dahi hakkı yoktur. Kimin kılıp kimin kılmadığını ? nerede ve nasıl ? kıldığını kim nereden bilecek ? Kul ile Yaradan arasına kim ne sıfatla girecek ? Kul'a Namazı Allah sorar, siz soramazsınız.

Bu soru tesadüfen dahi sorulduğunda namaz ibadetten çıkar, gösterişe dökülür. Lütfen iman konularında daha nazik ve dikkatli olunuz. Kraldan fazla kralcı olmayınız. Tavrınız Gayretullaha dokunabilir. Mümin kalbi nâziktir rencide olur. Ehli sünnette bu üslûb yoktur. "La ikrahe fiddin" var. Kimseyi dinden soğutmayınız.  "Emri bil ma'ruf-nehy-i münker"i aşmayınız. Ezan vaktinde namaz kılamayanın "keşke camide olsaydım..." şeklindeki üzüntüsünü dahi ibadet kabul eden Rabbülalemin'i hatırınızdan çıkarmayınız.

Tebliğ ve ikaz’dan şaşmayınız. İkaz vardır, tenbih yoktur. İsrar hiç yoktur. İslam’da ibadetsiz itikat mümkündür. Siz silahlı ilkel Vahhabî misiniz ? “namaz kılmayanın katli vaciptir" ” diyerek kan döken Vahhabîler, zaman aşımına uğramıştır. Tebliğ baskıya sığmaz. Sizinki baskının da ötesinde, düpedüz tehdid.
saygılar sunarım"