"Üsküdar'a Giderken" Öldü

erthakit1.jpg

"Üsküdar’ a giderken aldı da bir yağmur” şarkısını Türkçe söyleyerek bir zamanlar ülkemizde şöhret kazanan Amerikalı zenci şarkıcı Ertha Kith 81 yaşında öldü. Dinince dinlensin. Müteveffa’nın ülkesine, çevresine ve insanlara hizmeti varsa son yolculuğunda rehber olsun.

San’atçılar halkın gözünün kulağının, duygusunun emanetçisidirler. Halk duygularını onlara emanet eder.  San’atçılar bu emaneti yolunda, yordamında kullanarak zamanı geldiğinde sahibine iade ederler. O sırada san’atçı halkın gözü, kulağı ve dilidir. Halk dünyaya onların gözü ile bakar, sesleri onların kulağı ile dinler ve söylemek istediği şarkıyı onların diliyle seslendirir. Halk resim yapmak ister, boyayı bulamaz, fırçayı tutamaz, ressam onun  adına o işi yapar. Halk şarkı söylemek veya  çalgı çalmak ister, üstesinden gelemez, müzisyen unun adına o işi yapar. Amerikalı şarkıcı Bing Crosby “Ben şöhretimi benim gibi şarkı söylemek isteyen fakat beceremeyenlere borçluyum” demiştir.

Kendi ülkesinde Ertha Kith meşhur muydu ?  değil miydi ? bilemem ama şarkıcı o yıllarda bizim ülkede çok tanınmıştı. Bu tanınma “Üsküdar’a giderken” şarkısı ile ilgili değil, bu şarkıyı bu hanım’ın “neden söylediği ? ” ile ilgiliydi. Yani ortada müzik değil müziğin ötesinde bir şeyler vardı. Biz o zamanlar hep İngilizce, İspanyol’ca, İtalyanca şarkılar söylüyorduk. Bir yabancının bizim şarkıları söyleyeceği ise hiçbirimizin aklına gelmiyordu.

Günün birinde çarpık bir ağızdan “Üsküdar’a giderken" i duymaya başladığımızda şaşkına dönmüştük. Ayrıca şarkıcı eserin bir yerinde Türkçe güfteyi bir kenara bırakıyor, düz ingilizce’yle Türkler hakkında bir şeyler söylüyor ve o bölümü “O… Turcs” diye bitiriyordu. Bu konu da tam  anlaşılmayarak şarkıya, aşırı bir gizem katıyordu… Gündemsiz bir sırada olacak, ülkede, koskoca bir olay olmuştu, bayan **Ertha Kith’**in “Üsküdar"ı söyleyişi...

**TV’**nin olmadığı ve her evde **radyo’**ların şimdi olduğundan çok daha itibarlı sayıldığı bir çağda, uzun süre gündemden düşmedi şarkı. Türkiye’de henüz “long play: uzun çalar ” veya “micro sillon” denen 33,5 devirlik plaklar ortada yoktu. Memleket eski “taş plak” çağını yaşıyordu. Sanırım bu alanda ünlü Odeon firması şarkıyı taş plak olarak üretti ve piyasaya sürdü. Telif’ini satın aldı mı ? bilmem  O yıllarda müzik hukuku da henüz doğmamıştı.

Pek hoşumuza gitti bir Amerikalı’nın Türkçe şarkı söylemesi… San’atçının ağzı Türkçe’ye yakışmıyordu, ama olsun ‘ söylüyordu ya Türkçe, dinlerken kendimizden geçiyorduk… Ertha Kith özellikle, her dilde ayrı bir ses karakteri gösteren “e” harflerini, İngilizce entonasyonla çıkarıyor, ezdikçe eziyordu. Kadının dilinde “e” ler, iyiden iyiye “i” ye dönmüştü. O da olsun ! yeter ki bir yabancı bizim şarkıyı söylesin.

adamo_.jpg  Aradan kırk yıl geçti ? Hala düşüyorum. Acaba biz, ben ve Türkler bu işe  neden bu kadar sevinmiştik ? Daha sonraki yıllarda İtalyan asıllı Adamo da gelmiş “her yerde kar var… “diye Türkçe bir şarkı söylemiş ama o şarkı Ertha Kith’in “**Üsküdar’**ı” kadar meşhur olamamıştı. Anlaşıldığına göre biz  o sırada topluca “ezik” bir dönemden geçiyorduk. Bir yabancı kültürün saldırısına uğramış ve gerilemiştik. Amerikalı her yanımızı sarmış ruhumuzu ele geçirmişti… O Amerikalı bizim şarkımızı söyleyince de biz sevinçten ağlamaklı olmuştuk.

Olayın bir boyutu daha var: hem Ertha Kith, hem de Adamoe” harflerinin canına okuyunca o kişilerden sonra icat olunan “Türkçe sözlü hafif batı müziği” parçalarındaki tüm “e”ler de “i” ye dönüşmüştü… Şarkı dilimizi ele geçiren bu “virüs” halen devam etmektedir.

Bayan Ertha Kith müteveffa oldu. Bundan sonra Türkçe şarkı söyleyecek Amerikalı şarkıcı çıkar mı acaba ? İngilizce şarkı söyleyen Türklerin devam eden bolluğunda Türkçe şarkı söyleyecek tek bir yabancı daha çıkarsa yine de sevinecek miyiz dersiniz ?