Biri Babayasa yapsın

1225.jpg

Gravatlı, beyaz bıyıklı, ince uzun bir adam Memedali’nin 32. gün’üne çıktı. “Yargı Kararlarına aykırı yasa yapılamaz" dedi. Siyaset yazmıyayım diyorum, elim dursa dilim durmuyor… Gel de patlama. Az daha camı açıp “yangın vaaaar. diye bağıracaktım.

Bu öylesine saatli bomba veya uzaktan kumandalı ateşlemeli, dinamit lokumu veya terörün bilmem hangi teknolojiye bağlı plastik fünyeli terörist bombası ki, insanı dehşeye düşüyor…

Tüm gazetecilik yıllarım anayasa ve rejim tartışmaları ile geçti… Bu kadar saçmasını duymadım. Merak ediyorum (!) Atatürk’ün açtığı ve duvarına “hakimiyet milletindir" yazdığı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kapısının önünden bu zat geçmiş mi ? …

Bu zat Fransız ihtilalinden beri halklara verilen şerefi aklına getirmiş mi ? “Devleti hakimler mi yönetecek yoksa seçtiğimiz insanlar mı ?" sorusunu aklına  getirmiş mi ?  Ben bu soruyu Rahmetli Nihat Erim’in başbakanlık zamanında, ortalığı kasıp kavuran Anayasa tartışmaları sırasında, o zaman çalıştığım “Bizim Anadolu��? gazetesinde sormuştum. Kimse cevap vermedi… Yoktu ki cevap. Suskunluktu cevap...

Bu ne faşistliktir…Koskoca bir yasama organını ve onun arkasındaki muazzam halk kitlesini hiçe sayarak “yargı kararlarına  göre yasa" demek ne demektir  ? herhalde size göre bizi seçtiğimiz adamlar değil,  yargıçlar yönetecek ? Bunu Demokrasiyi çıkaran eski zaman Yunanlıları duysa saçlarını başlarını yolarlardı. Bu kafayı ne zaman bırakacaksınız ? Bu sınıfsal, bürokratik, eskimiş, tüyleri yolunmuş, boyası dökülmüş kelleyi daha ne zamana kadar yanınızda taşıyacaksınız ?

Öncelik kimde ? yasamada mı ? yargıda mı ? Yargıdaysa bu kadar tantana neden ? seçimler, sandıklar, oy pusulaları ne işe yarıyor ? Dizin süslü sırmalı mağrur yargıçlarınızı Ankara’ nın hür ufuklarına, çıkarsınlar yargı kararlarını, yönetsinler gül gibi Ülkeyi, kapatın Meclisleri, kaldırın seçimleri, sandıkları, yırtın oy pusulalarını, eve gönderin Yüksek Seçim Kurulunu, iş bitsin gitsin… Demokrasi gelecek bahara kalsın.

Be Allahın dangıl dungul adamı, ne çıkarsın o TV’de konuşursun ? bunca adam bakıyor ayıp değil mi ? Oraya seni kim çıkardı ? Sen demokrasi nedir bilir misin ? hiç duydun mu ? bırak demokrası’ yı, mantığa uyuyor mu ? Şu söylediğin, suları tersine akıtmak değil de nedir  ? Yasa çıkar yargıç uygular, bu kural tersine mi dönecek ? önce yargıç sonra  yasa, öyle mi ? önce ağaç büyüsün sonra altına toprak serelim der gibi bir şey… Hani adam “önce gemi yürüsün, sonra istim gelir " demiş…

Türkiye’de Anayasa  tartışmaları, bu çeşit adamlar var oldukça daha uzun yüzyıllar devam edecektir. Rabbime şükürler olsun ki, yüce halkımız kendi Anayasa’sını kalben, vicdanen, aklen mahfiyyen, kendi Devlet olma sosyal içgüdüsü ve yüzyıllara dayanan medeni duyguları ile  öylesine parmak ısırtacak bir ihtişamla yürütüyor ki, bu kallavî kafasızların yanına dahi uğrayamayacakları ilke ve düsturlarla… Yoksa bu kadar sarsmaya, yıkma girişimine, örselemeye bu yapı dayanamazdı…

Ben anladım ki, yönetimsel çevre dağınık ve kötüyse, halk iyidir. Diğergam ve yüksek ruhludur. Yönetim düzenliyse halk bencil ve egoisttir. Bu da Nuru ilâhî’nin insanoğullarını siyanette gayretûllaha müstenid bir  Hakk tecellisi. Tarifi ancak “ehlûllaha" ait. İşin doğrusunu onlar biliyorlar.

Ne garip tecellidir ki, bu adamların pejmürde halleri, halka hikmet aşılıyor… Tepedekiler bozuk düzen çaldıkça halk kendine geliyor, düzeliyor, okumuşlardan ümidi keserek kendi kamu düzenine kendisi karar veriyor… Bunlar tüm sistemlerini “halk cahildir"e göre ayarlamışlar, tüm yasalarını bu minval üzre kurmuşlar, halbuki halk doğasının gereği ilerliyor, gelişiyor, büyüyor, haberleri yok…Beylerin Mostraları yakında tükenmek üzere… Bunlar kuyruğunun yandığını duymayan  dinasorlara benziyorlar.

Bozun bozun… siz sadece kendinizi bozarsınız, bize zararınız olmaz…Biçare adamlarAnayasa hukuku bu ülkede “kapı gibi" dururken bunlar her on yılda bir anayasa yapıyorlar… yaptıkları anayasalar tutmadıkça yenisini yazmaktan bıkmadılar. 27 mayısçılar geldi Anayasa’ya soldan baktılar, Evren paşacılar geldi sağdan baktılar, şimdi de yeni Anayasa Sapanca’daki Kaçamak Oteli’nde Malezya’dan ithal masajcı kızların yağlı kremleri, kokulu sabunları ile yıkanarak yakında çıkar… Bu da Kaçamak Oteli Anayasa’sı olacak. Allahüâlem.

Yeni Osmanlılar, Jön Türkler, İttihatçılar hep Anayasa yaptılar. Hiç Babayasa yapan olmadı.  Geçmişte hiçbir Anayasa aşağıdan yukarıya gelmedi, hep yukardan aşağı…Hiç biri yeraltındaki madene ulaşamadı.. Hep yukarlarda gezindiler. Kim yakalarsa Devleti, Anayasa yapıyor… Biri Babayasa yapsın.

Kim ne yaparsa yapsın, şanlı Devletim “devleti ebed müddet"kuralı ila tüm haşmeti ile yürüyor… Anayasayı ve Devleti kalbinde yaşatan mükemmel vatandaşlarla