Kargalar Paris Yolcusu

Fazilet dedi ki : “Hocanın Oxfort'ta okuyan bir arkadaşı senin üslübünü taklit ederek Hoca'ya bir mektup yazmış... “gaaak... guuk”larla dolu bu mektuba çok güldüm” Ben Hoca'nın yazdıklarını okuyamıyorum. Birşeyler yazdığını biliyorum, ama o makinaları kullanamadığım için ne yazdığından haberim yok. Guk... takırrrr. Fazilet okuyor, o bilgilidir, teknolojiyi izler. Ama ben ona pek inanmam, bazen saçmalar... Gaak. Guk. Aramızın iyi olduğu bir günde yine sordum: - Kim yazmış Hoca'ya mektup ? gaaaak. - Londra'da okuyan Gökhan... - Ne diyor...Guuuk ? - Özledim diyor ? Paris'e geleyim mi ? diyor. - Ne Paris'i ? - Hoca Paris'e gidecek ya... - Yaaa öyle mi ? Gaak... - Haberin yok mu ? aptal karga, günlerdir konuşuluyor, biletleri bile geldi... - Bizi de götürür mü dersin ? gaak guruk. - O kadar yere uçabilir misin ? - Turbo kanat takar uçarım.Guuuk.Guk... İşin ciddi olduğunu öğrenince Fazilet'e ciddi bir teklifte bulundum Gaaak.... Hoca bizi yanında istemez. Bir valizin içine saklanalım. Usta görmeden biz de gidelim... –Olur dedi. Ama pek aklı ermedi. Gaaak. Ben yine de deneyeceğim. El çantasına sığınırsak gideriz... Bizi bagaja atarlarsa soğuktan donarız. Gaaak. Takır. Tısss. Kargaların tanrısına dua edip yola çıkmalı, Fazilet bu defa – olmaaaz demedi... Nedendir bilmem. Gak Guk... Hoca'nın Oxfort mudur nedir ? orada okuyan öğrencisi gelirse, beni taklit etmek nasıl olur ? ona soracağım gaaaak. Guuuk. Şimdilik haberler bu kadar tısss.