Unesco Adres Şaşırdı

Dünya insanlarının yegane ortak kuruluşu Birleşmiş Milletler'in kültür örgütü Paris'teki Unesco adres şaşırdı. Gak...Gak...Gak... Bu kuruluş da artık eskisi gibi çalışmıyor. O da eskidi. Yoruldu, eşinmeye başladı. Uzun yolculuğu göze alsam, gidip pencerlerine konup içeri bakacağım. Gak..Guk. Ne göreceğimi az çok sezinliyorum... Uzayıp giden süslü koridorlar, Bir takım süslü odalar, koltuk altlarındaki şişkin dosyalarla ortada dolaşan sekreterler ve masalarının alt gözlerinde porno kasetleri ve viski şişeleriyle çatık kaşlı müdürler... Gak...Gak. Çoğu birbirine dargın, çoğu birbirinin kuyusunu kazmakta, durduk yerde diğerinin ayağına çelme takmakta...Birinin yaptığını diğeri bozmakta. gak gak tısss...Herkes kutup olmuş. Emir kumanda zayıflamış... Bir masanın diğer masadan haberi yok... Güven eksilmiş, güç kaynakları kurumuş bilgi akışı tıkanmış. Ortak bilinç sıfır. Dayanışma çökük. Ekip ruhu karanlıklara gömülü... İş yapanın gölgesi yok.... Ömrünün sonuna gelmiş her kuruluş gibi yılların UNESCO'su da “müessese yorgunluğuna “uğramış Takırrrr. İşte bu haldeki UNESCO yakında bir karar almış. Türkiyede'ki “Mevlevî Müziğini” koruma altına alacakmış. Bu iş için İstanbul radyosunda görevli bir kanun sanatçısını seçmişler. Gel gör ki bu kanun san'atçısının ömrü hayatında yolu bir gün bile Konya'ya uğramamış, Mevlâna Türbesinin yanından geçmediği gibi ^Mevlevî çalgısını da asla dinlememiş. Bir “bistro” müzisyeni. Gak...Gak...Gak...Takır... Tukur. Bu kişi asla itiraz etmeyerek hemen işin üzerine atlamış... Şimdi gezdiği yerde Konya Mevlânâ törenleri nasıl başladı ? Bu törenlere kimler ön ayak oldu...? Bu törenlerde kimler ne işler yaptı ? diye soruyor... Toplama bilgileri UNESCO'ya yetiştirecek... Harabelerden taş derleyip yeni bina kuracak, devşirme orduyla savaşa katılacak. Gak.Guk. Halbuki zamanımızdan elli yıl önce başlayan bu törenlerin ilk görevlileri şükürler olsun hayatta... Herşeyi bilir ve gereğinde anlatırlar... Ayrıca UNESCO bundan tam kırk yıl önce “Mevlevî Müziği”nin en değerli parçalarından Ahmet Avni Konuk'un şahane “Ruyi Irak” ayinini, Müzikolog Bernard Mauguin'in Konya Spor salonunda yerinde yaptığı kayıtla Baron Reither kolleksiyonundan 1964'te yayınladı... Vitrinlerde duruyor...Paris'teki binada çalışan kurum yetkilileri sabah akşam önünden geçtikleri satış reyonlarına bakmamışlar. Gak...Tısss... Ben ara sıra Mesnevî okurum. Orada bir hikaye var.Bağdad'ta bir kadın çocuğunun eline testiyi verir, dağın arkasındaki bir kuyudan su doldurmaya yollarmış, evin altından da Dicle nehri akarmış...Haberi yok... Aynen pas tutmuş UNESCO gibi... Şimdi. Kanun san'atçısı dostumuzun yer atından gelecek su sesini duyacağı zamanı bekliyoruz.Gak...